Nazmi Bayrı, öyküleriyle tanınan bir yazar. Bugüne kadar yayımlanmış kitaplarını şöyle sıralayabiliriz: ‘Otel Atlantik’ (2010), ‘Uçurtmalar’ (2012) adlı kitapları Kanguru Yayınları’ndan, ‘Güz Buluşmaları’ (2014), ‘Kırgın Öyküler’ (2015), Kırık Öyküler ( 2015), ‘Kırılgan Öyküler’ (2018), adlı kitapları Broy Yayınevi’nden, ‘Yüreğimdeki Adana Kesitleri’ (2018) Heyamola Yayınları.

Nazmi Bayrı
Şey Kitap
76 sayfa, 2024.
Bayrı’nın yeni öykü kitabı Kekeleme, yaşamın izleriyle yüklü öykülerden oluşmakta. Öykülerde hayal ve gerçek arasındaki ince sınırda dolaşan ruh hallerinin yansımalarıyla karşılaşırız.
İnsanın toplumsal bir varlık olarak kurduğu ilişkiler, beraberlikler onun yaşama ortamını meydana getirir. İnsan, diğer insanlarla birlikte sürdürür yaşamını. Ancak insan ilişkilerinin birçok sorunu ve bunalımı içerdiğine de tanık olur ya da yaşarız. Bu bağlamda Kekeleme’de dostlukların ve aynı zamanda kopuşların, uzaklaşmaların öykülerini okuyoruz. Yaşarken birlikte paylaşılacak onca güzellik varken dünyayı yaşanılmaz kılanlara, çirkinleştirenlere yönelik eleştiriler, tepkiler de dile geliyor.
Kayıpların, yitirilen canların acısıyla yüreğimize, vicdanımıza seslenen öyküler, yaşadığımız çağa tanıklık ederken aynı zamanda insanlığın yaşadığı trajedilerin izlerini de taşıyor. İnsanca yaşamanın temelini oluşturan temel değerlerin giderek unutulduğu bir dönemde Bayrı, geleceğe ilişkin kaygılardan ve özlemlerden de söz eder. Bu bağlamda onun öykülerinde bir yangın çağından yükselen ağıt sesleriyle insanı sarsan, uyandırmaya, insanlığını savunmaya çağıran bir sesi de işitiriz.
Bayrı, öykülerinde insanın bu dünyadaki gelip geçiciliğinden duyarlı ve ironik bir bakışla söz eder. Öykülerin dikkat çeken bir özelliği de hayata, hayatın anlamına ve değerine yönelik sorularla sorgulamalarla yüklü olmasıdır. Elbette bu noktada öyküsü yazılan insanların sorunları ve yaşadıkları sıkıntılardan kurtulma çabaları, bir çıkış yolu aramaları da söz konusudur. Bayrı’nın öykülerindeki kişiler hayata tutunmak için umut arayan, dertlerine çare arayan kişilerdir çoğunlukla. Kişilerin sorunları yalnızca bireysel nitelikli olmayıp toplumsal bir boyutu ve değişim sürecini de içerir. Bu nedenle Bayrı’nın kitabını oluşturan öykülerin ortak bir özelliği de toplumsal değişimin fırtınalarında savrulan yaralı ve kırık ömürlerin öyküleri olmasıdır. Farklı kişilerin farklı yerlerde yaşadığı ama nedenleri ve etkileri bakımından benzer özellikler taşıyan sorunlarla baş etme çabası öykülerdeki gerilimi ve dinamizmi de oluşturur.
Bayrı’nın öykülerinde insanlığın ve dünyanın geldiği ya da içine düşürüldüğü duruma yönelik saptama ve değerlendirmeler de yer alır. Bu nokta da onun dünyadaki yaşama serüveni daha başlarken biten bebeklerin ve çocukların hüzünlü öykülerini gündeme getirmesi söz konusudur. İnsana, insanın insanca yaşama özlemini ve arayışını vurgulayan tavrıyla Bayrı, savaşa, şiddete ve katliamlara, yıkımlara karşı özgürlüğün, barışın ve adaletin yönünde bir tavır sergiler. Hayatımızda giderek değerini ve anlamını kaybeden değerlerin anımsatılması da onun öykülerinde söz konusudur.
Bayrı’nın öykü kişileri ve işlenen konular çeşitlilik gösterir. Ödül peşinde koşan şairlerin yazarların öyküleri de var… Atların da öyküleri var ölüme, yalnızlığa terk edilen insanları anımsatan. Bozkırların, köylerin öyküleri de var şehrin öyküleri de… Nazmi Bayrı’nın öykülerinde çok değişik insan tipleriyle ve yaşamlarıyla karşılaşırız. İnsanın hüznünü ve sevinci birlikte dile getiren öyküler… Çelişkileriyle, bunalımlarıyla, arayışlarıyla, yılgınlıkları, yıkılmışlıkları ve başkaldırılarıyla insanın dile geldiği öyküler…
Bayrı’nın şiirsel bir söylemle insanı anlatan öyküleri zor bir çağda sürdürülen bir yaşama mücadelesinden izler ve kesitler ortaya koyuyor.