Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye ofisi, toplumsal cinsiyete duyarlı dil kullanımı konusunda bilinçlendirmek ve cinsiyetçi kalıp yargıların kırılmasını sağlamak amacıyla “Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi” hazırladı.
Toplumsal cinsiyet ile ilgili kalıp yargıları destekleyen ve cinsiyetçi özellikleri ortaya koyan bir dilden kaçınmak için dikkat edilmesi gereken hususlara yer verilen rehber; Dr. Gökçe Bayrakçeken Tüzel, İdil Safiye Soyseçkin Ceylan, Deniz Şilliler Tapan ve Kıvanç Özvardar’dan oluşan bir ekip tarafından hazırlanmış. 20 sayfadan oluşan rehber, “Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?” sorusu ile başlıyor ve “Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları” ile devam ediyor.
Bir bireyin toplumsal cinsiyetinin, sadece doğal ve biyolojik olarak belirlenmeyen, daha çok norm ve kalıp yargılar tarafından dayatılan rol ve özelliklerden oluştuğu ifade edilen rehberde “toplumsal cinsiyet” kısaca kadınlar ve erkekler için toplum tarafından ve toplumsal olarak inşa edilen roller, davranışlar, eylemler ve nitelikler olarak tanımlanıyor. Rehberde “toplumsal cinsiyet eşitliği” ise bireylerin cinsiyetlerine bakılmaksızın, hayatın tüm alanlarında eşit fırsat ve haklardan yararlanması ve eşit muamele görmesi, diledikleri tüm alanlarda kişisel bilgi ve becerilerini geliştirebilmesi ve tercihler yapabilmesi olarak ifade ediliyor.
“Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları”nın kadınların ve erkeklerin davranış biçimlerine dair basit varsayımlar ve fikirler olarak tanımlandığı rehberde her gün tekrarlanan bu varsayım ve fikirlerin bireylerin çok yönlü ve karmaşık yapısını sınırlandırarak algıları tek tipleştirdiği görüşü dile getiriliyor. Rehberde “Adam kelimesinin genel kullanımı” başlığı altında Türkçede bazı kelime, deyim ve atasözlerinin toplumsal ve kültürel olarak beslendiği cinsiyetçi özelliklere dikkat çekilirken “Olumsuz etkileri azaltmak için stratejiler” başlığı altında ise toplumsal cinsiyet ile ilgili kalıp yargıları destekleyen bir dilden kaçınmak için dikkat edilmesi gereken hususlar örnekleriyle sıralanıyor. Rehberde görsel materyal kullanımına ilişkin olarak da toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını yeniden üreten görsellerden kaçınılması ve kullanılan görsellerde geleneksel rollerin yer verilmemesi uyarılarına yer veriliyor.
Toplumsal cinsiyete duyarlı dil kullanımının ve cinsiyetçi kalıp yargıların kırılmasının sağlanması adına toplumsal cinsiyet eşitliğinin hitap ve mesleki referanslarla da desteklenmesi gerektiği ifade edilen rehberde bu hitaplara örnekler de sıralanıyor. Cinsiyetçi atasözü ve deyimlerin de kalıpları yeniden ürettiği ifade edilen rehberde buna ilişkin de örnekler bulunuyor.
Rehberin son bölümünde ise iç ve dış iletişimde kullanılan ve farklı iletişim kanallarından gelen bilgilerin gözden geçirilerek analiz edilmesi gerektiği belirtiliyor. Cinsiyete duyarlı iletişim kurabilmek için çatışmacı ve yarışmacı değil dayanışmaya yönelik bir dilin kullanımının alışkanlık haline getirilmesi gerektiği ifade edilen rehberde toplumsal cinsiyete duyarlı iletişimin sadece kadın ve erkek ile ilişkili durumlara işaret etmediği hatırlatılıyor. İletişimde baskıcı güç ilişkilerinin de terk edilmesi öneriler rehber, “bireyci ve rekabetçi davranışın ve iktidara dayalı dikey hiyerarşik ilişki biçiminin yerini, açık iletişim, fikir alışverişi, işbirliği ve güvene dayalı yatay ilişki biçiminin alması durumunda toplumsal cinsiyete duyarlı bir iletişim kurma olanağına kavuşabiliriz” sözleriyle sona eriyor.
Rehberin tamamına ulaşmak için tıklayınız