Üniversite öğrencilerinin olup bitenin farkında olarak sürece verdiği tepkiyi önemsemeliyiz. Öğrencilerin belli başlı üniversite şehirlerindeki yürüyüşleri gelecek için umut vericidir.
Öğrencilerin gösterdiği gibi; CHP’den ya da DEM partiden kendi işinizi yapmayı bekleyeceğinize siz (biz) kendi işimizi yapmaya odaklanmalıyız.
CHP oldu bitti kitlelerin harekete geçmesini istemez; seçimleri ya da temsili yürüyüşleri tercih eder. Tabanı ya da gençlik zorlarsa (bugün olduğu gibi) sokağa işaret etse de gönülsüzdür ya da hedefi şahsileştirir, saptırır (İmamoğlu’na kaderini bağladığı gibi). Bizi de bu hedefe bağlamak için uğraşır.
DEM parti ise bugünkü durumda Araftadır. Bir yandan Newroz diğer taraftan silah bırakma süreci onu kitlemiş görünüyor. İkinci bir “seni Başkan yaptırmayacağız” hamlesi beklemeyin. Masayı dağıtmak olur. Hatırlarsanız Gezi sürecinde de benzer bir olguyla karşı karşıya kalmıştı.
AKP-MHP hükümetinin CHP ve DEM parti arasına kama sokmasının etkisi geçicidir.
Her iki partinin de tabanlarını -ve kendilerini- yoldaşlık zemininde ileriye taşımak gerekir ki, sosyalist sol (tüm eleştirilerimizi saklı tutarak), TİP, Sol Parti, EMEP hatta TKP birlikte harekete geçeip mücadeleye girerek bu “uzlaşıyı” sağlayabilirler. Böylece sosyalist sol da hem kendisini yenileme imkanı bulabilir hem de boşluğu doldurma iradesini göstermiş olur. İnisiyatif alır.
Bu mücadele demokratik cumhuriyet hedefiyle başlasa da ister istemez sömürülen, ezilen kitlelerin sürece katılması sağlanmaksızın başarı kazanamaz; yani onların gerçek ve acil talepleri ileri sürülmeden sahici bir zemine oturmuş olamaz. Öğrencilerin başlattığı yürüyüşe işçi sınıfının dahil edilmesi görevi de bilinçli öğrencilerin gündemi olmalı.
İşçi sınıfının sürece katılımını sağlayacak bağlantı kayışlarını aşağıdan örecek olan, durumun farkında olan işçilerdir. İşçiler sınıfsal talepleriyle birlikte demokratik talepler için mücadeleye katılmanın yollarını bulmalıdır.
Sendikaların ve diğer kitle örgütlerinin henüz pratik önerileri olmasa da aşağıdan gelecek baskıya dayanamayacaklardır.
Aşağıdan baskı olmazsa onlar da geleneksel gösterilerin dışına çıkmayacaktır.
Belirleyici olan mücadelenin sürekliliği ve kitleselliğidir. Süreklilik sağlanırsa eksiklikleri gidermek mümkün olacaktır.