Toplumsal Tarih’in 373’üncü sayısı Y. Doğan Çetinkaya’nın editörlüğünde hazırlanan “Türkiye İktisat Kongresini görmek” başlıklı dosya ile çıktı. Çetinkaya yeni sayıda bir de sürprize imza atarak Anıtkabir müzesinde bulduğu kayıp kongre albümünden fotoğrafları gün yüzüne taşıyor.
1923 yılında İzmir’de toplanan “Türkiye İktisat Kongresi” süresince çekilen fotoğraflardan oluşan bir albüm arşive ayrılmasına rağmen uzun süredir kayıptı. Y. Doğan Çetinkaya Anıtkabir müzesinde bulduğu albümdeki fotoğrafların bazılarını ilk defa Toplumsal Tarih’te yayımlıyor.
Dosyanın ikinci makalesinde Tünay Aras, Türkiye İktisat Kongresinin düzenlenmesiyle ilgili Mecliste ve basında yapılan tartışma ve değerlendirmeleri tasnifliyor ve analiz ediyor.
Dosyanın son makalesinde ise İhsan Ömer Atagen, Türkiye İktisat Kongresi’nin toplanma amacını ve kongreyi oluşturan siyasal ruhu anlayabilmek için hem dönemin dış politik ortamının hem de II. Meşrutiyet’ten kalan mirasın bütünlüklü bir tahliline odaklanıyor.
BREZİLYA TARİHİ VE OSMANLI İLE İLİŞKİLERİ
Dergi yeni sayısındaki bir başka dosya ile de Türkiye’de pek bilinmeyen bir coğrafyaya, Güney Amerika’ya uzanıyor. Ege Gutay ve José Rafael Medeiros Coelho editörlüğündeki “Brezilya Tarihi ve Brezilya-Osmanlı İlişkileri” dosyasında altı makale yer alıyor.
İlk makalede Ege Gutay, Brezilya’nın erken dönem dönüşümünü inceleyerek, ülkenin sömürge statüsünden gelişmekte olan bir imparatorluğa geçişiyle birlikte fotoğrafın genç imparatorluğun temsilinde nasıl önemli bir araç haline geldiğine mercek tutuyor.
İkinci yazıda Şeyda Sevde Tunçbilek, dönemin ideolojik akımlarını inceleyerek, pozitivist felsefenin Brezilya’nın cumhuriyetçi idealleri üzerindeki etkisini ve bu entelektüel hareketin ülkenin yeni bir siyasi düzene geçişine nasıl rehberlik ettiğini vurguluyor.
Roberto Khalab, II. Dom Pedro’nun 1870’lerde İstanbul’a yaptığı yolculuğu ve Sultan Abdülhamid ile görüşmesini detaylandırarak, bu tür alışverişlerin Brezilya ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki diplomatik bağların sağlamlaştırılmasında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Diego Bercito, İmam Abdurrahman’ın antlaşma döneminde Brezilya’ya yaptığı yolculuğu anlatarak bu kültürel ve diplomatik etkileşimlerin Osmanlı bakış açısından nasıl algılandığına ışık tutarken José Rafael Medeiros Coelho da 1912’de Sefayir Antlaşması’nın sona ermesini inceleyerek kahve, ekonomi ve nüfus politikaları ile Osmanlı’dan gelen göçün Brezilya-Osmanlı ilişkilerindeki gerilemeyi nasıl etkilediğini ve Brezilya’nın küresel bir güç olarak yükselen statüsünün oluşmasına nasıl yardımcı olduğunu analiz ediyor.
Dosyanın son makalesinde John Tofik Karam, Brezilya’nın -artık Osmanlı’nın hakimiyetinden çıkmış olan- Orta Doğu’ya kahveyi ilerlemenin ve modernliğin sembolü olarak pazarlamaya başladığı dönemi inceliyor.
Dosya dışı yazıda Osman Özarslan, günümüzde birbirinin içine geçmiş olan ve birbiriyle karışmış durumda olan Noel ve Yeni Yıl kutlamalarının, Hristiyanlık/İsa öncesi dönemlerden bugüne varan süreçte nasıl evrildiğini inceleyerek bu ritüellerin serencamını anlatıyor.