Bir aktör ve izleyici olarak, özellikle bu sezon sahnelenen oyunlarda gündelik hayatta kullanılıyor diye, neredeyse peş peşe sıralanan küfürlerle dolu repliklerin sayıca çokluğu dikkatimi çekiyor.
Hayatta muadili var diye, olur olmadık hemen her repliğe ille bir küfür yerleştirmek, acaba ne kadar doğru?
Kuşkusuz bir aktör olarak, sahnede canlandıracağım karakteri elbette yaşamdan çekip çıkartırım ve o karakterin davranış, duygu durumlarını elimden geldiği kadar inandırıcı biçimde yorumlamaya çalışırım. Rol gerektiriyorsa küfür de ederim. Hiç çekinmem. Sahne sözün söylendiği yerdir. Ancak, tekrarlıyorum, rol gerektiriyorsa…
Benim burada belirtmek istediğim, bir süredir gözlemlediğim bir durum aslında.54 sayfalık bir tekstin, deyim yerindeyse, baştan sona her repliğine adeta zorla ilave edilmiş yakası açılmadık küfürler, giderek bir caco-phone’a dönüşüyor. Ve ölçü kaçıyor.
Oyun yapısı, olay örgüsü, karakterlerin konumu kimliği konuşma üslubunu belirler. Dolayısıyla küfürlerin çokluğu izleyenleri rahatsız edebilir. Yazarın ve yönetmenin seçimleri sonuçta.
Bakalım bu konuda usta oyuncu, yönetmen ve tiyatro insanları neler söylemiş;
“Herkesin yolu farklıdır”
Işıl YÜCESOY
Tiyatro-Dizi-Sinema Sanatçısı ve Yorumcu
Her sanatçının seyirci ile buluştuğu ya da buluşmak istediği bir yöntem bir tarz vardır. Bu onun dünya görüşü, sanat görüşü ve etik değeri ile ilgilidir. Bu aynı parmak izlerimiz gibidir, birbirinden çok ayrıdır herkesin bir yöntemi vardır. Bu konu ile ilgili seyircinin bir derdi varsa tepkiyi onlar koyar alkışlar ya da alkışlamaz. Bu tercih meselesidir. Herkes kendi yolunu çizer. Herkese başarılar dilerim. Kendi yöntemleri ile nasıl buluşacaklarsa. Herkesin yolu farklıdır.
“Sanattaki estetik unsur göz ardı edilmemeli”
Ayşen İNCİ
Tiyatro Yönetmeni – Oyuncu
Gerek oyuncu gerek seyirci olarak büyük rahatsızlık duyuyorum. Oyun içeriğine uygun olduğu ve de gerektiği takdirde birkaç küfür hoş görülebilir ancak bu doğallık bahanesi ardına sığınılarak yapıldığında, sayısı, dozu arttığında gerçekten çok rahatsız edici oluyor. Biz her ne kadar gerçekleri yansıtıyorsak da sahne gerçeği ve hayatın gerçeği bire bir aynı değildir. Sanattaki estetik unsur göz ardı edilmemeli diye düşünüyorum.
“Rahatsız edici”
Almula MERTER CHURM
Yönetmen – Oyuncu
Baştan sona karşıyım.
Son derece rahatsız edici.
“Dil evimizdir.”
M. Nurullah TUNCER
Tiyatro Yönetmeni – Tasarım
Dil evimizdir.
Ben sahne de küfüre karşıyım. İyi şeyler düşünmüyorum.
“Küfür enflasyonu”
Tarık GÜNERSEL
Şair – Yazar – Tiyatro Yönetmeni – Oyuncu – Dramaturg
Küfür enflasyonu.
Ucuzluğun bir türü… Yazık!
“Yerinde ise normal”
Kemal BAŞAR
Tiyatro Yönetmeni – Oyuncu
Yerinde ise normal, küfür de hayatın parçası.
Tiyatro iyi yönetmen, iyi oyuncuyla yapılır. Onlar küfür kullanıyorsa, yerindedir.
İyi olmayan yönetmen ve oyuncu ne yapıyorsa, yerinde değildir.
“Televizyon dili geçiyor tiyatroda”
Nedim SABAN
Tiyatro Kare Sahibi – Yönetmen – Oyuncu
Argo ve küfür tabii ki bir oyunun gerekliliğinde varsa, bir karakteri konuşturmak için gerekiyorsa kullanılmalı.
Hatta yıllarca sahnede sadece İstanbul dilinin ve jargonunun kullanılmasını eleştirmiştik ama şimdi benim gözlemlediğim birazcık televizyon dili geçiyor tiyatroda.
Yani ilginç olmak adına ve bu dil de biraz aslında çok erkek egemen ve şiddet dili.
Bu televizyonun ve biraz da dijital platformların dilini tiyatro kullanıyor gibi.
Yani gerekmediği süre içinde o küfürlerin edilmesini biraz garipseyebiliyorum bazen.
Ama tabii oyuna bağlı ve yönetmenin de ne yapmak istediğine, yazarın ne yapmak istediğine bağlı. Bazen de öyle bir dil kullanır ki, o dil uzlaştırıcı değil ayrıştırıcıdır.
“Karakterin özelliği olabilir”
Hakkı ERGÖK
Oyuncu-Yönetmen – Yazar
Küfürbaz olmak, yazılan bir karakterin özelliği olabilir belki. Bu bir yere kadar kabul edilebilir bir durumdur.
Ama bakıyorsunuz herkes küfürbaz. Bunu özgürlük zannediyorlar akılları sıra. Halbuki ilkellik. Hikayeye nereden bakacağını bilemeyenlerin sığındıkları ucuz bir yöntem.
Sanatın, en primitif duyguları anlatırken bile farklı bir dili olmalı.
“Tenezzül etmemiş”
Müşfik KENTER
Tiyatro Yönetmen-Oyuncu
Hiçbir zaman belden aşağı espriye tenezzül etmemiş, küfrü sahnede bir gülümseme vesilesi yapmaya kalkmamış, hem dünya klasiklerini hem de bizim sesimizi, nefesimizi, dünyaya çıkarmaya çalışmıştı.(1)
“Çok tatlı küfür ederdi’
Mehmet BİRKİYE
Tiyatro Yönetmeni
Müşfik Kenter küfürü ve belden aşağı espriyi prim yapmak adına amaçsızca kullanmazdı tabii. Oyunda karakter gerektiriyorsa galiz olmayan küfürler de kullanmıştır. “Fehim Paşa Konağı”nda küfür kullandı mesela. Cinsel hayatı, cinsel kimliği anlatan “Aşk Çemberi” oyununu sahneledi… İyi bir aktörü anlatmak için küfür kullanıp kullanmaması ölçü değildir. Müşfik Abi hayatta da çok tatlı küfür ederdi ama, gerektiği zaman.(2)
“Hamlet küfretmez mi?”
Sami Berat MARÇALI
İkincikat
Sanat dediğin şey özgürdür, kısıtlamalara gelmez. Kabuğundan çıkmaya çalışır, yoksa anlamsızdır. Bir şeyler tartışır, yeni fikirleri vardır. En önemlisi de bizimle vardır. Yeri geldiğinde küfür edecek, saçma konuşacak ancak gerekmedikçe hayır, Ne yani, Hamlet’in küfretmediği mi düşünülüyor? Gereklilik olduğu müddetçe.(3)
“Sanatın referansı estetik”
Murat DALTABAN
Dot Tiyatro
Referanslarınızı göreceli kabul edilmesi gereken kurumsal ahlaktan alırsanız bu kadar sıradan ve tribünlere cümle kurarsınız. Sanat, kurumlar üzeri bir evrendir ve referansı estetiktir. Estetikse yüzyıllardır tartışılan felsefi bir problemdir. Bayağılığın hikâyesine gelince, belden aşağının hayattaki karşılığı her zaman göründüğü kadar basit olmaz.(4)
“Küfür”leri çıkarıp sahnelemiştir”
Aydın ORAK
Tiyatro Yönetmeni – Oyuncu
Tiyatronun hayatın aynası olduğunu biliyor ve şu hayatta küfürün de şiddetin de hayatımızda var olan bir gerçek olduğunu unutuluyor. Küfür de nasıl ki hayatın bir parçası ise tiyatronun da bir parçasıdır. Ucuz yaklaşımlar dışında hiçbir tiyatrocu oyunda küfür kullanayım, belden aşağı çalışayım diye yola çıkıp oyun dramaturjisini kurmaz. Müşfik Kenter’in de oyunlarında özellikle küfür olsun veya olmasın diye bir kaygı taşımadığını biliyoruz. Oyun metinlerinden “küfür”leri çıkarıp sahnelemiştir.(5)
“Alkış almıştı”
Ferhan ŞENSOY
Tiyatro Yönetmeni – Oyuncu – Yazar
Küfür, Ortaoyuncular’da, geleneksel tiyatroda, Karagöz Hacivat’ta da vardır. Küfür bıçak sırtıdır. Yanlış söylerseniz müstehcen olur. Öyle bir söylersiniz ki seyirci alkışlarsa bunda bir yanlışlık olmaz. Böyle bir ölçüt de vardır. Cıvıklığa ben de karşıyım tabii… İsmail Dümbüllü de çok güzel küfür ederdi ve halk alkışlardı. Ancak gereklilik olmadıkça kullanılmaz.(6)
Gereksiz, abartılı biçimde sürekli olarak yinelenen bu tür sözcüklerin, estetik olarak oyuna ve oyuncuya çok şey katabileceğine doğrusu ya, pek inanmıyorum.
Tabii, bu benim düşüncem.
Kimseyi yargılamıyorum; eleştirmiyorum.
Takdiri de seyirciye bırakıyorum.
(1-2-3-4-5-6) Cumhuriyet gazetesi 19.08.2012