Dany Katch’in 2015 de yazdığı, Socialism… Seriously – A brief Gide to Human Liberation, başlığını taşıyan kitabı, Ciddi Ciddi Sosyalizm – İnsanlığın Kurtuluşu İçin Kısa Bir Klavuz, Cemre Şenesen’in harika çevirisiyle Yordam Kitap tarafından yayınlandı. Doğrusu hem Cemre Şenesen’e ve hem de Yordam Kitap’a ne kadar teşekkür etsek azdır.
Dört kısım, on bir bölümden oluşan, esas itibariyle kapitalizm, devrim ve sosyalizm temalarına odaklanan172 sayfalık kitabı okuyup bitirdiğimde, aklıma bu yazının başlığı geldi… Dany Katch, işin içinde olan biri, şeylere uzaktan bakmıyor. Kitaptaki üslup/anlatım alışık olduğumuzun hayli dışına çıkıyor. Mizahı sıkça kullanıyor, velhasıl yazdıklarını anlamamak için özel bir çaba gerekecek… Üslubun neden şakacı, neden mizahı içerdiğine dair yazar şöyle diyor: “Bu espriler, acı siyaset hapını daha kolay yutmanıza yardımcı şeker niyetine yapılmadı; bunlar siyasetin bir parçası. Kapitalizm, yıkıcı ve insanlık dışıdır ama aynı zamanda saçmadır da. Kapitalizmin abestlikleriyle dalga geçmek, insana bu kadar aptalca bir sistemin elbette yıkılabilir olduğunu da hatırlatır”.
Kapitalizmi eleştiren bizler de kendimizle dalga geçebilmeliyiz… Mizah, ayrıca hayatlarını savaşa, sefalete ve çoğu insanın üzerine ciddi ciddi kafa yormaktan kaçındığı başka korkunç olaylara karşı örgütlenmekle geçiren aktivistlerin meslek hastalığı olan “sürekli olumsuz düşünceye” karşı da bir güvenlik önlemi. Biz insanlık için olumlu bir yol arıyoruz; amacımız haber bülteni huysuzları veya internet trolleri ordusuna katılmak değil”
Her şeye bir kulp takanlar, sizlerle sonra görüşürüz. Sosyalizm sevgiyi bilenler için”.
“Çocukken bize şöyle bir hikâye anlatılırdı: Bir zamanlar Kapitalizm adlı gösterişli bir iktisadi sistem varmış ve tüm iktisadi sistemlerin en adiliymiş, Bir gün kapitalizm, tüm siyasi sistemlerin en adili Demokrasi’yle tanışmış ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar”.
“Bildiğimiz tek yaşam tarzına meydan okumak için gerçekler ve araştırmalar yetmez. Dünyanın ne kadar farklı olabileceğini göstermek için gerçekler ve araştırmalar yetmez. Dünyanın ne kadar farklı olabileceğini göstermek için hayal gücüne muhtacız ve o dünyayı gerçeğe dönüştürmek için de güce ihtiyacımız var. Sosyalistler bu iki vahşi atı -güç ve hayal gücü- aynı yönde koşmaya ikna edip edememelerine göre değerlendirilir”.
“Sonuç olarak sosyalizm kelimesi kuşaklar boyunca hiç bu kadar dolaşımda olmamıştı ama içeriği zayıf; bir sokak gösterisinde , en önde dalgalanan parlak kırmızı bayrak değil de pembe bir krepon kağıdı gibi. Bu gün 1848’de olduğundan çok daha fazla hayaleti andırıyor. Bu kitabın amacı, sosyalizmin iki basit ama kapsamlı anlayışından yola çıkarak bu heyulayı ete kemiğe büründürmek:
1. Çalışan insanların hükümeti kontrol etmesi
2. Hükümetin ekonomiyi kontrol etmesi
Kendilerine sosyalist veya komünist diyen ülkelerin temel özelliği ikincisi olagelmiştir, ama birincisi -toplumun her düzeyinde demokrasi – olmadan, ekonominin devlet kontrolünde olması sosyalizm anlamına gelmiyor. Karl Marx, Viladimir Lenin ve Rosa Luxemburg, hepsi krallık ve diktatörlük rejimlerinde yaşayan özgürlük savaşçılarıydı. Gerçek demokrasinin kapitalizmle mümkün olmadığını anladıkları için sosyalistlerdi. Demokrasi derken seçim günü oy vermeyi değil, toplumun tüm önemli kararlarında doğrudan rol almayı kastediyorlardı”.
1980 sonrasında Neoliberal emperyalist saldırının işçi sınıfının mücadele yeteneğini aşındırması, ardında da 1989-90’da Sovyet sisteminin çökmesi, sosyalizm umudunu ve mücadelesini önemli düzeyde aşındırdı. Ve çöküş sosyalizme fatura edildi… Oysa orada çöken sosyalizm değil, kendini öyle tanımlayan ve öyle olduğu sanılan Stalinist otokrasiydi. Rejimin adı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğiydi ama sosyalizmle de, Sovyetlerle de bir ilgisi yoktu aslında… Daha devrimin ilk yıllarında Sovyetlerin için boşaltılmış, sadece adı kalmıştı…
Dany Katch, şöyle diyor: Sadece kapitalizmin korkunç gidişatı değil, sosyalizmin geçmiş başarısızlıkları da – farkında olsak da olmasak da- peşimizi bırakmıyor. Marx, son dönem çalışmalarından birinde, uzun zaman önce ölüp gitmiş kuşakların yaşadıkları yenilgilerin, yaşayanların zihinlerine kâbus gibi çöktüğünü yazar. Bu kesinlikle doğru. Gördüğünüz gibi Marx, günümüzün zombi filmlerini de öngörmüş”.
Eğer mutlaka ve vakitlice kapitalizmden çıkmak gerekiyorsa -zira, geç kalınırsa geriye kurtarılacak bir şey kalmayabilir- yapılacak şey bir sır değil. Üretim ve yaşam araçlarını gasp eden kapitalist azınlığa yol vermek, üretimin sosyal karakteriyle, üretim araçlarının özel mülk statüsü arasındaki çelişkiyi aşmak. Üretimi insana, topluma ve doğaya zarar vermeyecek şekilde yeniden dizayn etmek. Kâr için değil, insan ihtiyaçlarını karşılamak için üretmek… Politika yapmayı da profesyonel politikacıların elinden almak… Her bir bireyin politik özne olmasının önünü açmak. Dany Katch şöyle diyor: “Bugün, sosyalistlerin yüz yıl önce içinde bulunduğundan hem daha iyi hem de daha kötü bir konumdayız. Küresel işçi sınıfı çok daha büyük, çok daha eğitimli ve dünyayı yönetmeye çok daha yetkin. İnternet, halk demokrasisi ve eğitimi olanaklarını muazzam şekilde genişletti. Aynı zamanda çoğu yerde sosyalist hareketler çok daha küçük ve işçi sınıfından daha kopukken, çok büyük ölçekte artmış baskı ve gözetleme güçlerine sahip hükümetlerle karşı karşıyayız”.
O halde, sosyalizme, oradan da komünist topluma giden yolu aralamak için:
1. Artık kapitalizmin gününü doldurduğunu, sürdürülemez olduğunu, her seferinde çözdüğünden daha çok sorun, daha çok sosyal-ekolojik yıkım yarattığını; 2. Sovyetler Birliğinde çökenin sosyalizm olmadığını; 3. Demokrasinin bir sirk oyunu olmadığını; 4. İklim krizinin ve ekolojik yıkımım bir tevatür olmadığını, kapitalizm dahlinde de üstesinden gelmenin mümkün olmadığını; 5. Büyüme-kalkınma [bizde muasır medeniyet seviyesinin üstünü çıkma…] saplantısının bir yutturmaca olduğunu bilmek ve gereğini yapmak yeterli…
Ve harika şair Percy Shelley’ den bir uyarı…
Kalkın, uyanan aslanlar gibi,
Hiç de az değil sayınız!
Silkinip atın yere zincirlerinizi,
Uyurken üstünüze düşmüş çiy taneleri gibi,
Siz çoksunuz, onlarsa bir avuç kişi!