31 Mart seçimlerinde Batı’da sosyalistler arasında üç eğilim görülüyor: İlki, AKP’yi kaybettirme stratejisidir. CHP’yi desteklemeyi öneriyor. İkincisi, mümkün olan yerellerde bağımsız sosyalist aday çıkartmaktır. Üçüncüsü seçimleri boykot etme çağrısıdır. Doğu’da ise, bir istisna oldu: Dersim.
Dersim özelinde yaşanan TKP listelerinden Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun 5 adayı yer aldı. TKP ayrıca kendi listeleriyle seçimlere katılıyor.
Boykot ve bağımsız aday seçeneği
En güçlü olan eğilim CHP’yi desteklemek biçiminde karşımıza çıkıyor. Dersim adaylığı ise, en çok tartışılan mevzu oldu.
Siyasi boykot çağrısı geniş bir etkiye sahip değil. Birkaç sosyalist grup tarafından dillendiriliyor. Ancak bu seçimlerde kararsız olanların oranı yüzde 20’ye yakın. Yani seçimlerde kime oy verecekleri belli olmayan ya da seçimlere katılmaları kesin sayılamayacak bir kitle var. Belki seçimlere katılım oranı düşecek. Yine de seçimlere katılımın çok yüksek olduğu bir ülkede ‘boykot’ çağrısı karşılık bulmayacaktır.
TKP listelerinden adaylık ise, Dersim özgülünde HDP karşısında bir siyasi blok oluşturmuş durumda. Siyasi gündem oldular. Sosyalist Meclisler Federasyonu TKP listelerinden Dersim il ve ilçelerinde aday gösterdi. TKH, Emek ve Özgürlük Cephesi, bu listeyi destekliyor. Kürt demokratik hareketiyle arasına mesafe koymanın ifadesi Dersim oldu.
Bağımsız sosyalist aday çıkartmak ve onun etrafında bir siyasal kampanya yürütmek isteyen EMEP bunu her ilde yapmayacak; bazı ilerde (İstanbul, İzmir, Ankara gibi) Millet İttifakını destekleyecek. Denizli, Kocaeli, Balıkesir, Kayseri, Tekirdağ gibi illerde bağımsız aday çıkartıyor. Türkiye Komünist Hareketi (TKH) (Gaziantep, Sakarya, İstanbul, İzmir), Emekçi Hareket Partisi (EHP) (İstanbul), Köz Gazetesi (İzmir, İstanbul) bazı kentlerde bağımsız adaylar çıkartmış bulunuyor. Bazı ilçelerde de başkanlığa ve belediye meclisi üyeliklerine adaylıklar var. Aynı ilde birden çok bağımsız aday var.
Özetle seçim döneminden yararlanarak siyaset yapma eğilimi bu kez güçlü. 1970’lerin devrimci eğilimi “parlamento dışı muhalefet” üzerine inşa edilmişti.
Sosyalist bağımsız adayların sayısı neden arttı?
HDP’nin ‘Batı’da AKP’yi kaybettirme’ stratejisi, CHP-İYİ Parti başkan adaylarını destekleme biçiminde karşımıza çıktı. ÖDP millet ittifakına biri eski genel başkan olmak üzere iki aday verdi. EMEP kimi yerellerde ittifakın meclis üyeliğine aday oldu veya başkan adayını destekleme kararı aldı.
Yerel seçimlerde AKP’nin kaybetmesi stratejisi, HDP ve ÖDP, kısmen EMEP dışında kalan sosyalistler arasında bağımsız belediye başkanı adayı çıkartma yönünde bir eğilimi güçlendirdi. Yine de politik olarak en zayıf eğilim bağımsız sosyalist adaylar oluyor.
1987’den bugüne bağımsız adaylar…
12 Eylül askeri darbesi sosyalistlere ağır bir darbe vurdu. Bu darbeden çıkışta 1987 ve 1989’da Bağımsız Sosyalist Adaylarla milletvekili ve yerel seçimlerine katılmak önemli bir kırılma yaratmıştır.
1987 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde, İstanbul’un 4 seçim bölgesinden bağımsız sosyalist adaylar çıkartıldı. Gelenek, İlk Adım, İşçiler ve Politika, Yeni Aşama, Yeni Öncü, Zemin dergileri bu adayları desteklediler.
1989 belediye seçimlerinde ise daha geniş bir sosyalist bileşenle seçimlere girilmişti. İstanbul’dan bağımsız sosyalist bir işçi aday gösterildi.
Sosyalist grupların büyük kısmının liderliği bu tarihlerde cezaevindeydi. Her iki seçimde de sosyalistler arasında ana eğilim, ANAP karşısında SHP listelerinin desteklenmesi biçiminde gelişti.
Sonraki seçimlerde SHP/CHP/Kürt demokratik hareketinin partilerini ya da seçim bloklarını destekleme eğilimleri güçlü oldu. Sosyalizmin bağımsız sesini duyurmak yine bağımsız adaylara kaldı.
2004 yılında Devrimci Marksistler Esenyurt’tan bağımsız kadın işçi aday Sakine Gürbüz’ü çıkartmıştı. Şimdi aramızda olmayan Sakine Gürbüz, Esenyurt’ta ESP, Kızıl Bayrak çevrelerinin adayları içinde en çok oyu alsa da sosyalist adaylar birkaç yüz oyu geçemedi.
İstanbul’da bağımsız adayların siyasi rolü ne olabilir?
Kürt illeri dışında bağımsız belediye başkanlıkları ve milletvekilliklerini kazanma imkanı zor. Bağımsız belediye başkanı adaylığı, meclis üyeliklerini de kapsayarak yerel bir güç olunması halinde kazanılması mümkün olan bir seçenek olabilir. Kürt illerinde bunun örneklerini görüyoruz. Ancak henüz Batı’da göremiyoruz.
İstanbul gibi metropollerde bağımsız belediye başkanı adaylıkları “legaliteyi istismar” çerçevesinde anlam taşıyor.
İstanbul’da bağımsız adayların meclis adaylığı yoktur (bağımsız meclis adaylıkları ayrıca var). Sosyalist adayların büyük çoğunluğunun esasen pratik bir değeri fiilen yok. Bu nedenle bağımsız sosyalist adayların “seçilirsem” diyerek bir vaatte bulunacak veya “emekçi taleplerini gerçekleştirmek” üzere adım atacak güce sahip olmadıkları açıktır. Üstelik maddi olarak hakkını verecek bir seçim kampanyası yürütecek güç de mevcut değildir. Seçim faaliyeti esasen maddi güce dayalı bir faaliyettir.
Sosyalist bağımsız belediye başkanı adayların seçimlere katmasının anlamı, bu seçim fırsatını değerlendirmek, sosyalist propagandayı daha geniş emekçi kesimlere iletmek, kapitalizmi teşhir edebilmektir. Emekçi sınıfların seçimlere bel bağlamamasını, burjuva partileri eliyle emekçi sınıflar lehine olumlu değişim beklentisinin yanlışlığı vurgulanabilir. Mevcut imkanlarla neler yapılabileceği ve kapitalist sistem içinde neden yapılamadığı açığa çıkartılabilir. Bunun dışında yapılacak pek de birşey yoktur.
31 Mart seçimlerinde sosyalist tutum ne olmalı?
Sosyalist bağımsız aday çıkartmanın anlamı, seçim dönemi içinde (bir, birbuçuk ay) propaganda yapma imkanını istismar etmek olmalı. Seçilip ili yönetmek için değl, savunacağımız programa destek verenlerin sayısını tespit etmek için bir değeri olabilir.
Bağımsız sosyalist aday seçeneği, doğru ifade edildiği ve eyleme doğru dönüştüğü koşullarda anlam kazanacaktır.
Mevcut durumda, oyumuzu HDP adaylarına vermeliyiz; kayyumlar geri alınması yönünde tutum değerlidir. HDP sosyalist değildir ancak ezilenlerin, Kürtlerin siyasi ifadesidir.
HDP adaylarının olmadığı yerlerde, sosyalist bağımsız adaylara destek vermek gerekiyor. Sosyalizmin bağımsız sesini yani ulusalcı ve liberal olmayan bir eksende, grup aidiyetine bakmaksızın ifade etmeliyiz.
Sosyalist bağımsız aday da yoksa, geçersiz oy/boş oy kullanmak doğru olacaktır. AKP’yi geriletecek olan CHP-İYİ Parti ittifakı olmayacaktır.
Kuşkusuz, oy vermekle bir değişiklik olmayacak. HDP’nin alacağı oylar AKP’ye darbedir. Bağımsız sosyalist adayların alacağı oylar ise, AKP’yi geriletmenin öncü adımları olacaktır. Ayrıca bu tutumuzun, burjuva partisi olan CHP-İYİ Parti’ye oy çağrısı yapan siyasetlere bir uyarı olmasını umuyoruz.