Akıllı telefonları ve tabletleri parklara, oyun bahçelerine tercih eden çocuklar büyüyor bu yüzyılda. İşaret parmağının ucunu, başparmağına değdirip uzaklaştırmayı doğar doğmaz öğrenen ve böylece dokunmatik her cihazı kolayca kullanabilen; konuşmayan ama izleyen, hızlı düşünen sabırsız çocuklar.
Salıncakta sallanmanın, kaydıraktan kaymanın, tanımadığı çocuklarla birlikte oyun kurmanın tadını unutan çocuklar…
Görsel zekâsı tüm kuşaklardan farklı bu yeni nesil çocuklara, alışılagelmiş oyunlardan farklı bir teknikle merhaba dedi “PARK” 14 Nisan’da, Devlet Tiyatroları’nın Üsküdar Tekel Sahnesi’nde.
Dikkat dağıtan bunca video, animasyon ve teknolojik kargaşanın içinde; parkta oynamanın, oyun kurmanın, birlikte olmanın keyfi ancak bu kadar nahif, sade ve sözsüz olarak doğrudan anlatılabilirdi.
Diğer çocuk oyunlarından farklı olarak, pantomim sanatını müzikle birlikte merkezine alan Park, teknolojiyi en üst seviyede kullanan fakat iletişim kurmakta zorlanan yeni nesil kuşağa, sözsüzlüğün dili ile seslenmiş. Onları, 50 dakika boyunca düşünmeye, algılamaya, hareket ve dansları takip edip konuyu anlamaya, müziği hissedip eğlenmeye davet ediyor.
Kadronun tamamı oyunu, ustaca tasarlanıp, realize edilmiş 360 derece tam yüz maskeleri ile oynuyor. Bu olağanüstü maskeler, hazırladığı tasarımlarla tiyatro izleyicisine farklı ve özel işler seyrettiren, Ahretlik, Ders, Çirkin gibi yapıtlara imzasını atmış başarılı isim Candan Seda Balaban’ın elinden çıkmış.
Oyunun yönetmeni de olan Balaban, bu sözsüz oyunu bir başka başarılı isim, Özge Midilli ile birlikte kaleme almış. Hareket ve müzik ekseninde, gelişen ve değişen dünya düzenine paralel, fakat standardın dışında bir çizgiyle yaratılan oyun için ciddi bir emek sarf edilmiş.
Çocuk seyircinin dikkat süresi, algı şekli ve ritim duyusunu fevkalade ince bir matematikle hesaplamış, hikâyeyi görsel ve işitsel bir bütünlükle hem eğlenceli hem de farklı kılmış iki usta isim, Müzik Direktörü Emrah Can Yaylı ve Koreograf Özge Midilli, birlikte çalıştıkları her projede olduğu gibi bu oyunda da muazzam bir iş çıkarmış.
Dekor, kostüm ve aksesuar tasarımı gayet başarılı. Oyuncular oyun süresince hiç çıkarmadıkları maskeler ile birlikte beden dillerini oldukça iyi kullanıyor. Birkaç noktada senkron dışına çıkılmasına rağmen genel anlamda ritim, dans ve müzik uyumları şahane.
Oyun, her ne kadar çocuk oyunu repertuvarında yer alsa da, sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de seyirlik bir şölen tadında.
23 Nisan yaklaşırken kalıpların dışında, benzersiz bir çocuk oyunu izlemek için Park’a gidebilirsiniz.
En keyifli oyunlar da parkta oynanmaz mı zaten?!