Milli Eğitim Bakanlığı’nın Proje Okulları adını verdiği ülkenin en iyi liselerinde görev yapan, çoğunluğunun demokrat, ilerici olduğu anlaşılan öğretmenlerin başka okullara ya da kadro dışı olarak dağıtılması operasyonu ters tepti. AKP-MHP iktidarının bir süredir her operasyonu onların beklemediği sonuçlar veriyor. Bakanlık yangına benzin dökmekten beter oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın atama dönemi olmadığı halde öğretmenlerin yer değiştirmelerine, proje lisesi olmayan okullarda görevlendirilmelerine ya da açıkta kalmalarına yol açan bu girişimi; öğrencilerin haklı, öfkeli ve meşru tepkisine yol açtı. Sokaklara çıktılar.
En iyi liselerde öğrenci hareketi…
Proje Okulları (Anadolu Liseleri) bilimsel ve laik eğitim sisteminin görece mümkün olduğu okullar ve buradan mezun olanlar iyi üniversitelere gidebiliyor. Daha da önemlisi, İstanbul Erkek ya da Alman Liselerinin mezunlarında görüldüğü gibi, mezunların çoğu yurt dışında okumayı tercih ediyor.
Bu liseler, müfredat ne kadar gerici olursa olsun, öğretmenlerinin de gayretiyle “imam hatipleştirilemeyen” okullar. Bakanlığın yetiştirmek istediği öğrenci tipine uymayan öğrenciler yetişiyor. Düzene uygun kafalar olmadıklarını eylemleriyle de ortaya koymadılar mı?
Mili Eğitim Bakanlığı son derece siyasi bir kurum
Milli Eğitim bakanlığı milyonlarca öğrencinin hangi dersi, hangi kitabı, hangi öğretmeni seçeceğine karar veriyor. İdarecilerini kendi ideolojisine uygun atıyor. Müfredatın içeriğini belirliyor ve her zaman sağ kadroların hakimiyetinde oldu.
MHP’nin ve onun ırkçı, gerici ideolojisinin çok uzun yıllar boyu her kademede hakim olduğu bir bakanlıktır. AKP kadrolaşması ise, Fetullah cemaati üzerinden yürütüldü. Fetullah ile ara açılınca, ortaya iktidar bloğunun tipine uygun MHP-AKP melez kadroları hakim oldu.
Bakan Yusuf Tekin de bakanlığın alaylılarından sayılır. Aşağıdan geliyor ve iktidarın ideolojisini en iyi temsil eden bir bürokrat. Önceki bakanlar döneminde hep üst görevlerde bulunmuş, sonradan bakan olan tiplerden değil. Bu onu en siyasi kadro yapıyor ve saldırıları da ideolojik temelli oluyor.
Milli Eğitim Bakanlığının tüm gerici yapısına rağmen, eğitim sadece okulla sınırlı olmadığı için, öğrenciler sosyal hayatın çeşitli alanlarından, kullandıkları bilgisayar, internet ve cep telefonundan okul dışında da eğitiliyorlar.
Bakanlık on yıllardır başarısız
Türkiye öğrenci hareketi, bakanlığın tüm çabalarına rağmen ilerici, demokrat, sosyalist yönleri olan bir kanalda ilerlemiştir hep.
Bakanlık 23 yıllık AKP iktidarı döneminde o kadar başarısızdır ki, bir meslek okulu olan imam hatip okullarının sayısını düz liselerin sayısıyla yarışır hale getirmesine, düz liselerin müfredatına imam hatip liselerinin derslerini yerleştirmesine, okul yönetimlerini mülakat yoluyla sektirmeksizin kendi taraftarlarıyla doldurmasına rağmen gençlik arasında deizm artış gösteriyor.
Entelektüel alanda ciddiye alınacak bir romancı, ressam, müzisyen, şair yetiştiremeyen sağcılık, hep sınıfta kalıyor.
Lise çağı tercih yılları
Öğrencilerin siyasal tercihlerini yaptıkları yaşlar liseli oldukları yıllardır ve genellikle de bu yaşlarda yapılan siyasi tercihler değişmemektedir. Kendi siyasi gelişimlerimize de baktığımızda lisedeki eğilimlerimizin sonraki hayatta devam ettiğini görürüz.
Özellikle de Proje Okullarının öğrencilerinin bakanlığın operasyonuyla sokağa dökülmesi ve siyasileşmeleri; polisi, devleti tanımaları sosyalist hareketin geleceği için iyimserlik taşımamıza yol açmalı. Entelektüel olarak en iyi okulların öğrencilerinin siyasallaşması, geleceğin muhtemel aydınları olacak olan bu gençlerden beklentilerimizi de artırıyor.
Öğrenciler dünya çapında hareketli

Sadece Türkiye’de değil dünya genelinde de öğrenciler ve gençlik arasında bir hareketlenme yaşandığını izliyoruz. Enternasyonal söyleyen öğrencilerin videolarını paylaşıyoruz.
Dünya kapitalizmi gençliğe bir gelecek veya gelecek umudu sunamıyor. İster istemez öğrencilerin kendilerine bir yol açmaları önümüzdeki yıllarda da gündemlerinde olacak. Perspektif sorunu da hepimizin gündeminde olmalı.
Bu evrelerden geçmiş kuşaklardan bizlerin, harekete geçen öğrencilere siyasallaşma deneyimlerini aktarmaları sorumluluk olarak görülmeli.
Devrimci Marksizm’in önemi
Toplumsal sorunları merkezine alacak bir öğrenci gençlik hareketinin bir bölümü arayışlarının sonucunda devrimci Marksizmle karşılaşacaklar. Önceki kuşaklar, devrimci Marksist hareket bu buluşmayı sağlayacak yollar üzerinde düşünmeli.
Türkiye sosyalist hareketinin 68 ve 78 kuşağının devrimci öğrenci hareketi olarak ortaya çıkışı ve ardından devrimci mücadeleyi öznesi olması gereken işçi sınıfıyla buluşturmaksızın kendi kas ve silah gücüne indirgeyerek ilerlemesi, tekrarlanmaması gereken bir yoldur.
Eylem halindeki öğrencilerin kendi gelecekleri için, toplumun geleceğine yön verecek bir siyasi kuvvete ihtiyaçları olacaktır ki, bu kendi güçleriyle sınırlı olmadan toplumun ezilen ve sömürülenleriyle, işçi sınıfıyla birleşmenin yollarını bulmaları gerekir.
Yolları açık olsun!