Kaos GL Derneği’nin İnsan Hakları Raporu’na göre; 2024 yılında hükümet LGBTİ+ karşıtı uygulamaları sistematik hale dönüştürürken devletin kurumsal strateji belgelerinde ve vizyon belgelerinde politika olarak LGBTİ+ karşıtlığı yer aldı.
Kaos GL Derneği, LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2024 Raporu’nu yayınladı. “Her Zamankinden Daha Fazla” üst başlığıyla yayınlanan rapor, derneğin 2007 yılından beri sürdürdüğü insan hakları izleme çalışmalarının bir ürünü.
Medyaya yansıyan ihlaller ile Kaos GL Derneği ve ilişkide olduğu diğer sivil toplum örgütlerine başvurular üzerinden hazırlanan rapor, 2024’te LGBTİ+ haklarının durumunu gözler önüne seriyor.
Rapor bugün (16 Nisan) çevrimiçi düzenlenen toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıda raporun yazarı Avukat Kerem Dikmen 2024 yılını ve raporda öne çıkan sonuçları değerlendirdi.
Raporda, 2024 yılında hükümetin LGBTİ+ karşıtı uygulamaları sistematik hale dönüştürdüğü, devletin kurumsal strateji belgelerinde ve vizyon belgelerinde politika olarak LGBTİ+ karşıtlığını belirlediği belirtildi. Raporda, şu ifadeler yer aldı:
““Kutsal aile”, “cinsiyetsizleştirme” gibi başlıklarla perdelenen LGBTİ+ karşıtlığı, kurumların kalıcı politikalarının unsurları haline getirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, LGBTİ+ dışlayıcı politikalar konusunda icracı bir bakanlık olarak görevlendirildi.”
Kaos GL Derneği İnsan Hakları Programı Koordinatörü Avukat Kerem Dikmen, “2024 LGBTİ+’lar için her zamankinden daha fazla sorunlu oldu ama LGBTİ+ topluluğu da her zamankinden dirençli oldu” dedi.
Raporda öne çıkan bazı sonuçlar şöyle:
- Şikayetçi olarak yargısal mekanizmalarda sonuç alamayan LGBTİ+’lar, kimlikleri nedeniyle sık sık adliyenin yolunu tutmak zorunda bırakıldılar. Yılın 38 günü LGBTİ+’lar adliyedeydi.
- Toplanma özgürlüğü konusunda Türkiye’nin bozuk sicili 2024’te daha da kabardı.
- İfade özgürlüğü yalnızca toplanma hakkının değil diğer bütün ifade araçlarının engellenmesiyle ihlal edildi.
- RTÜK bazen başkanının açık tehditleri bazen uyguladığı para cezalarıyla medyada LGBTİ+ görünürlüğünü engellerken, LGBTİ+ unsuru taşıyan kültür etkinlikleri kamu kurumlarının desteğini çekmesi için gerekçe oldu. 2023’te olduğu gibi 2024’te de LGBTİ+’ların sanatsal ifade özgürlükleri yasaklama ve iptal kararlarıyla ihlal edildi.
- TBMM bu sene de insan hakları karşıtlığının çatısı olmaya devam etti. Meclis LGBTİ+’ların bazen hedef gösterildiği, bazen kamusal kaynakların LGBTİ+ karşıtlığına harcanmasına karar verildiği, bazen de LGBTİ+ varoluşunun rahatlıkla eleştirilebildiği bir yer oldu.
- Türkiye İnsan İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) LGBTİ+’ların ayrımcılık başvurularını kabul etmemeye devam ederek yapısal ihlalin sürmesine neden oluyor.
- Cinsiyetin hukuken tanınmasının yasal dayanağı olan Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinin bedensel, zihinsel ve hormonal müdahaleyi zorunlu tutarak sistematik kişi bütünlüğü hakkı ihlaline yol açan mevcut yapısı sorun üretmeye devam ederken transların hormona erişimi daha da zorlaştırıldı.
- Nefret suçları artarak devam ediyor. Yalnızca yaşam hakkı değil vücut bütünlüğüne saldırı LGBTİ+’ların 2024’te de karşı karşıya kaldığı bir gerçek oldu. Gasp; darp, komşu şiddeti, komşu tacizi, aile şiddeti, bıçaklanma, pompalı silahla saldırı gibi saldırılar 2024’te de LGBTİ+’lara dönük eylemlerin biçimlerini teşkil etti.
- LGBTİ+’lar her hak kategorisinde ihlale maruz kaldı.
Raporda; LGBTİ+’ların yaşam hakkı, kişisel bütünlük hakkı, kişi özgürlüğü hakkı, özel hayat hakkı, seyahat etme hakkı, barınma hakkı, bilgi edinme hakkı, ifade özgürlüğü, toplanma hakkı gibi temel hak kategorilerde maruz kaldığı hak ihlallerine de yer verildi.
“LGBTİ+’nın ısrarlı mücadelesi, bütün topluma ve geleceğe umut ışığı veriyor”
Yaşanan bütün hak ihlallerine rağmen raporun sonuç bölümünde LGBTİ+’ların ısrarlı mücadelesinin önemi vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:
“Raporumuzun da ortaya koyduğu üzere mevcut trendlerde bir değişim yaşanmaması halinde Türkiye’nin insan hakları krizinin derinleşmesi kaçınılmazdır. Türkiyeli LGBTİ+ hak örgütlerine başvurarak Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerine yaptıkları iltica başvurusu için dayanak belge talep eden LGBTİ+’ların sayısındaki artış, belirttiğimiz krizin Türkiye’yle sınırlı olmadığını ortaya koymaktadır. Bütün bu olanlara rağmen şunu da net olarak belirtmeliyiz ki siyasal muhalefet bir kenara bırakılırsa sokakta temel haklarını talep eden on binlerce LGBTİ+’nın ısrarlı mücadelesi, bütün topluma ve geleceğe umut ışığı vermektedir.”
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.
Kaynak: KaosGL