Engin Günay’ın önceki iki kitabının adları; Parkta Gölgeler ve Sürgünün Seyir Defteri. Her iki kitap da yazarın, Zürih’te geçen zorunlu yurt dışı yıllarına ait. Kartalimeni, Engin Günay’ın üçüncü kitabı, ikinci romanı. Kartalimeni ilk bakışta bir “dönem romanı” gibi görünse de ondan çok fazlasıdır. Çok güçlü bir mekan anlatısı, etkileyici kişilikler ve Türkiye tarihinin çok önemli bir kesiti vardır. Ancak bu üç unsurdan hiç birisi bir diğerinin önüne geçmediği gibi, bir harmoni içerisinde, bir birini tamamlayan biçimde, bütünlük arz etmektedir. Tümü hüzünlü bir senfoninin parçaları gibidir.
Masallarda sınıf farkı ve “Aşiq u Maşuq”
Sizde de olur mu bilmem, ama bazı kitaplar beni çeker. Kapağı, ismi, yazarı, ya da herhangi başka bir şeyi... O kitabı açıklayamadığım bir sebepten dolayı edinirim, büyülenmiş gibi okurum, okurken not alırım, yazdıklarımla yol alırım. Yolculuk(kitap) bittikten sonra anlarım ki bu okuma boşuna değilmiş. Kitabın ruhuma girip beni götürdüğü yerden geriye doğru bakarım sonra. Gördüğüm yeni şeyler öğrendiğimin resmidir.
Geçtiğimiz yüzyılın başından dumanlı bir hikâye
Bilim ve Gelecek Yayınları’ndan çıkan Ogan Güner’in ‘Hercümerç’ adlı romanı, tarihin en civcivli dönemi sayılabilecek 20. yüzyıl başında geçiyor. Dönemin siyasi atmosferi arka planda belli belirsiz akarken, gizemli bir komiserin ve etrafındaki ilginç karakterlerin başından geçenleri nefes almadan okuyacaksınız. Sayfalar ilerledikçe kendinizi buğulu, puslu bir ortamın içinde kaybolmuş, ‘hercümerç’ olmuş bir halde bulacaksınız…
National Book Award’ın sahibi Jesmyn Ward
Amerika’nın güneyinden güçlü öyküleri romanlarına taşıyan ABD’li yazar Jesmyn Ward son romanı ‘Sing, Unburied, Sing’ ile National Book Award’ın sahibi oldu. Ward, bu prestijli ödülü kurmaca dalında iki kere kazanan ilk kadın yazar olarak tarihe geçti.
İnsanın en uzun hikayesi: Nefret, öfke, şiddet
“Bilmiyoruz.” diye düşündüm. “Kendimizi tanımıyoruz. İnsan olarak neye, ne kadar tahammül edebiliriz? Tahammül edemediğimizde nasıl, nerede insanlıktan çıkarız? İşte bundan zerre kadar haberimiz yok.” Elimdeki kitabı masaya bırakırken aklıma ilk gelen şey buydu.
Meserret İle Şükran’ın hatırlattığı İzmir
Kâh değişik kasabalarında, kâh (yeşil) Bornova’ya taşındıktan sonraki çocukluğumda, İzmir demek Fuar ve Kemeraltı demekti. İzmir o kadar bu iki yerle özdeşti bizim taze dimağlarımızda ki, Kordon’un adı bile anılmıyordu. Çünkü biz dar gelirli memur çocuğuyduk; Maarif Koleji’nde değil Suphi Koyuncuoğlu’nda okurduk, Sümerbank ayakkabılarla anılırdık ve Fuar’dan denize doğru Lozan’dan, Montrö’den, hele ki İkinci Kordon’dan sonrası ‘ayrı bir sınıf’a aitti. İzmir’in zenginleri, NATO’nun subayları kapmıştı Kordon’u ve Alsancak’ı ve bize düşen en fazla Seçkin pastanesinin hemen yanında, bilmemne pasajındaki Amerikan pazarını dilimize dolamaktı. Üstelik Kıbrıs Şehitleri Caddesi şimdiki gibi gözde bir piyasa yeri değildi, aslında Kordon bile sonradan fetişleştirileceği kadar dillere dolanmazdı: Merkez, Konak’tı.
Ezeli mazlumlar, ebedi mağrurlara karşı, Türk Muhafazakârlığı
Hasan Aksakal ile ilk tanışıklığımı temsil eden Türk Muhafazakârlığı, tam anlamıyla adıyla müsemma bir kitap. Aksakal, Türkiye’deki içler acısı istatistiksel verileri kütüphane-kahvehane gibi en temel değerler üzerinden hafif bir serzenişle sıralamaya başlarken, yabancı dillere hiç çevrilmemiş veya yıllar sonra ‘nezaketen’ çevirisi yayınlanmış Türkçe eserlerin nasıl ve neden görmezden gelindiği, dış dünyaya kapalılığımızı, bugün hâlâ iliklerimize işleyen o arada kalmışlık duygusunun yarattığı tereddütlü izlenimleri aktarıyor.
Sekiz yüzyıl sonra: Magna Carta Türkçede
Magna Carta Libertatum ya da Özgürlüklerin Büyük Sözleşmesi, Windsor yakınlarındaki Runnymede’de 15 Haziran 1215’te İngiltere Kralı Yurtsuz John ve onunla gergin ilişkiler içindeki baronlar tarafından imzalandı.
Yaşayan masallar
Songül Kaya-Karadağ, kurmaca eserlerinde kullandığı Sona Gülyan ismiyle çıkarttığı Kuş masallarında hem çocuklara hem de anne babalara masal anlatıyor. Onları birlikte soru sormak ve merak etmek için kuş kahramanının kanadına çağırıyor. Kuş Masalları Crea Verlag Yayıncılıktan sesli kitap formatında yayınlandı.
İmlâ çekicine muhtaç bir hikâye kitabı: Fikrimin Çivisi Çıktı
Tunahan Atalay’ın ilk kitabı Fikrimin Çivisi Çıktı okuru ilk sayfadan sıcak ve samimi bir birlikteliğe davet ediyor. Yazar, “Kısa bir hayatın özeti” diye tanımlıyor anlatacaklarını... Her bölümde farklı bir hatıranın peşine düşüyoruz.
Raskolnikov baltayı kaldırdığında
2015’in Ağustos ayında Agora Kitaplığı tarafından yayımlanan “Balkondaki Adam” büyük bir özenle yazılmış on yedi öyküden oluşuyor. Yabancılaşmanın, yalnızlığın, çaresizliğin ve tüm bu sıkılganlıkların yanında aşkın adeta karşıt bir uzam olarak işlendiği; karakterleri ruhumuzun derinliklerine tutunan sarsıcı öyküler bunlar.
Barış İçin Yayıncılar: Biz de bu suça ortak olmayacağız
Yayımladıkları bildirinin ardından baskıya maruz kalan Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ne destek vermek amacıyla bildiri yayımlayan Barış İçin Yayıncılar’ın imzacı sayısı 110’a ulaştı. Bildiride barıştan yana tavır alan akademisyenlerin ve yazarların yayıncısı olmaktan duydukları gururu dile getiren yayınevleri ve kitap dergileri “asla boyun eğmeyeceğimizi beyan ediyoruz” dedi.