“Komünistler Kars kalesine kızıl bayrak çektiler.” Bu efsane, 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde ve sonrasında, “komünizm tehlikesi”nin ülke çapındaki simgelerinden biri olmuştur. Kars kalesine kızıl bayrak çekildiği yoktu, fakat Kars Türkiye’de devrimci sosyalist hareketin en güçlü olduğu yerlerden biriydi. Buna karşılık, bu Kars deneyiminin hikâyesi hemen hiç anlatılmamıştır.
Emin Karaosmanoğlu, 1970’ler Karsı’nda anti-faşist mücadelenin başını çekenlerden Hasan Alıcı’yla söyleşisinde, bu açığı kapatmaya dönük önemli bir adım atıyor. Kars Kalesi ve Kızıl Bayrak, 1970’ler Karsı’na dair canlı tablolar çizerken, dönemin sol hareketinin cesur bir muhasebesini de yapıyor. Meşruiyet kazanarak kitleselleşmenin etkileyici başarıları yanında, “acemilikleri”, farkındalık eksikliklerini de göz ardı etmiyor. 12 Eylül rejimi altındaki hapishane deneyimi ve bu arada tarih değerde bir işkence belgesi de yer alıyor bu anlatıda.
“İşçi, esnaf, memur, geniş köylü kitlelerinin çıkarlarını koruma ve diğer hak mücadelelerinde şikâyet mekanizmaları bile değişmişti. Yaşamsal sorunlar devlete gitmiyor, çözümler mahkemelerde aranmıyordu. Çoğu esnaf, memur, köylü sorunları için bile derneklere ve sol örgütlere gidiyorlardı.”
Emin Karaosmanoğlu
1 Mart 1962 Murgul doğumlu. Aslen Şavşatlı. “Devrimci aile” tanımına örnek saydığı ailesinin dördüncü çocuğu. İlkokulu Murgul, orta ve lise eğitimini Şavşat’ta tamamladı. Üniversite eğitimine, siyasal mücadele ve 12 Eylül dolayısıyla 1979 yılında kayıt sonrası hiç başlamadı, daha sonra da devam etmedi. 12 Eylül’de cuntaya karşı mücadele için dağa çıkan bir grup içinde yer aldı. 1981 Haziranı’nın ilk günlerinde yakalandı. Erzurum 3 No.lu ve 1 No.lu Cezaevi’nde geçen altı küsur yıldan sonra 1987 yılında yattığı süre dolayısıyla tahliye edildi. 1970’lerin devrimci hareketinin deneyimiyle yüzleşme çalışmalarını sürdürüyor.