Genç Karl Marx filminin yönetmeni Raoul peck, filminde Marx ile Engels arasındaki gerçek ilişkiyi, ortaklığı, biçimlendiği haliyle göstermek istediğini söylüyor. Sosyalistler arasında bunu kendi amaçları için saptıranların bulunduğunu belirten Peck’e göre kapitalist topluma ilişkin temel çözümlemeye ve bunun bugün nasıl kullanılabileceğine dönmek daha önemli.
Dünya Sosyalist Web Sitesi’nden Fred Mazelis, Marx ile Engels’in 1843 ile 1847 yılları arasındaki biyografik bir portresini yansıtan Genç Karl Marx filminin yönetmeni Raoul Peck ile projenin doğuşu ve yapımda ortaya çıkan sorunlar üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.
Projenin doğuşu hakkında ne söyleyebilirsiniz? Tamamlamak ne kadar sürdü?
Projenin tüm bağlamını vermek isterim. O, bütün eserlerimde olduğu gibi, gerek Almanya’da, gerek Fransa’da gerekse de Haiti’de ve ABD’de içinde yaşadığım toplumdaki mücadelemden ortaya çıktı.
Proje, 10 yıldan uzun bir süre önce, hemen hemen I Am Not Your Negro filmine başlamamla aynı zamanda başlamıştı. Kendi adıma, bu, etrafımda olup bitenler, günümüz dünyası nedeniyle, bir film yapımcısı olarak benim sorumluluğumdu.
Bir film yapımcısı olarak CNN’e gidemem ve bir şeyler söylemek için iki dakika alamam, New York Times’a gidemem. Daha geniş bir tartışmaya girmenin yolu bu değil. Ben, sinemayı kullanıyorum.
Benim Dünya Sosyalist Web Sitesi’ni ikna etmem gerekmiyor, o bunu zaten biliyor. Benim mümkün olan en geniş seyirciye ulaşmam gerekiyor. İki saatlik bir film yaparak, bu üç genç insanın yaşamlarının oldukça belirleyici bir anındaki ve bu toplumda, günümüzdeki mücadelemizle ilişkili olarak, gerçekliğe bağlı kalmaya çalıştım. Bu çok zor. Bunu, Jenny ile Engels hakkında, kıskançlık hakkında, Marx’ın engelleri vb. hakkında birkaç hikaye icat etmek zorunda kalacağım bir biyografik film dalında nasıl yaparım?
Bu, düşüncelerin evrimi hakkında bir film. Bana, düşüncelerin (sadece düşüncelerin değil, ama karmaşıklıklarıyla Marx ile Engels’in belirli düşüncelerinin) evrimi hakkında bir filmi; bunu, bizzat sosyalist hareketin doğumundaki çelişkilerini göstererek, bilimsel sosyalizmi, popülizmle, gizemcilikle ve ütopyacılıkla karşıtlık içinde daha geniş bir kitleye açıklayan bir filmi ne zaman gördüğünü söyle.
Bu, elbette bir doktora tezi değil ama size bir fikir veriyor; ondan sonra gidip bir kitap okuyabilirsiniz. En azından, görmek için eğitildiğin şeytan değil. Benim bu filmle birlikte mücadelem bu. Bunun Batı dünyasında Karl Marx üzerine ilk film olmasının bir nedeni var.
Ben farklı bir kuşaktanım. Mücadeleci film yapımcılarından, militan film yapımcılarından yararlandım. Fakat küçük bir azınlık için bir film yapmak istemedikçe, öncekilerle aynı teknikleri, aynı görüntüleri, aynı sesi ve aynı hikayeleri kullanamayacağımı gördüm. Benim için siyasi mücadele, insanların oldukları yerlere gitmek, onları ikna etmeye çalışmak, onlara, kendilerine anlatılmış olandan farklı bir hikayenin olduğunu anlatmaktadır.
Genç Karl Marx filminin yapımında ortaya çıkan bazı sorunlardan söz edebilir misiniz?
Söylediğim gibi, projeyi geliştirmek 10 yıl aldı. Gerçekliğe, gerçek hikayeye bağlı kalmak istediğimi söylediğimde, bu, alışılagelmiş biyografi filmi yapmak değil; olanların hikayesini anlatmak anlamına geliyor. O, siyasi olmalı, sorumlu olabileceğiniz bir bütçesi olmalı ve malzemede tam özgürlüğünüz olmalı. Bunlar, sınırlamalar.
Biz, malzeme için biyografilere, kimi durumlarda çelişkili açıklamalara sahip birçok biyografiye başvurmak istemediğimize karar verdik. Marksizmin ne olduğunu özetleyen kitaplara başvurmak istemedik. Biz, yazışmalara başvuracağız dedik ve [James] Baldwin için kendi sözlerini kullanarak yaptığım gibi, bu kez, Marx, Engels, Jenny ve dostları arasındaki yazışmaları kullandık. Malzemenin yüzde sekseni yazışmalardan. Sahnelerin canlı olmasının nedeni bu.
Engels’in Marx’ı, Betham’ı ve Adam Smith’i, İngiliz politik ekonomisini incelemeye teşvik etmesinde olduğu gibi…
Kesinlikle, doğru, diyalog o. Eğer yazışmaları biliyorsanız, eğer yazışmalara bakarsanız, o diyaloğu bulursunuz. Hatta Weitling ile Belçika’daki tartışmalar gibi bir sahnede bile… Aslında o, filmde görülen Annenkov, Pavel Annenkov tarafından yazılmıştır [Pavel Annenkov, Rus edebiyat eleştirmeni, yıllarca Batı Avrupa’da yaşamış, Marx ile Engels’in yakın bir çağdaşı].
Marx ile Engels arasındaki gerçek ilişkiyi, ortaklığı, biçimlendiği haliyle göstermek çok önemliydi. Sosyalistler arasında bunu kendi amaçları için saptıranlar var. Marksistler arasındaki tartışmalara karışmakla ilgilenmiyorum; kapitalist topluma ilişkin temel çözümlemeye ve bunun bugün nasıl kullanılabileceğine dönmek istiyorum.
Filmin kapanış jeneriği sırasında gösterilen görüntülerin 1960’larla ve sömürge devrimleriyle ilgili olanları içerdiğini ama Marx ile Engels’in düşüncelerinin ilk kez kapitalizmin başarılı bir şekilde yıkılmasıyla gerçeğe dönüştürüldüğü Rus Devrimi ile ilgili olanları içermediğini fark ettim.
Bu benim kişisel siyasi tercihim. Ben belirli bir bağlamda bir film yapıyorum. Eğer Netflix bana tüm tarihi ele almak için 10 saat vermek isterse, mutlu olurum. Ama bu yalnızca bilimsel sosyalizmin doğuşu üzerine.
Lenin, yaşamının son iki yılında, kendi devrimini hiçbir şekilde tanıyamıyordu. O, tüm bürokrasiyi eleştirmişti. Öldürülene kadar, Troçki de.
Bunun gibi bir film, bir mucizedir. İki saatlik filmde geçtiğimiz yüzyılın tüm sorunlarını çözemem. Bu mucize kutlanmalı ve oradan devam edilmeli.
Bu röportaj, 13 Mart’ta wsws.org internet sitesinde yayınlandı