Son zamanların en sürprizli, en yorucu, zaman zaman neşe dolu, ama “madem neşelendin, al sana!..” deyip tek seferde sağlam bir tokat aşk eden 2024 Ağustos’unu malum retrolar, bunaltan sıcaklar, sevimsiz üçüncü sayfa haberleriyle tamamladıysak, Eylül ayına, “MERHABA!” diyebiliriz.
Ağustos’un bu son günlerinde hiçbir kere hayat bayram olmadı diyemem belki ama her nefes alışımızın bayram olduğu bilinci ile aldım elime sazımı…
Mesele’den ayrı düştüğüm bu bir ay içinde kendime bir sürpriz yaptım. İsmimin hakkını vermek, yeniye yer açmak ve elbette yeni yaşımı kutlamak için, güzel bir sürpriz!
“Hayat bir gün, o da bugün” düsturu ile ama tüm sağlamaların da hakkını verip, yolun yarısını çoktan geçmiş biri olarak, yine Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Rüzgârın en ferahlatıcısı senden esiyor, sende seyrediyorum denizlerin en mavisini…” dizelerini bol bol okuyacağım bir tatlı sürpriz…
Hemen hemen aynı dönemlerde, 2023-2024 sezonunda “Aşk Hikâyen Düşmüş”, “Meçhul Paşa” gibi güzel yapımlarla adından söz ettiren, ilgiyle takip ettiğim Tiyatro Hayali’nin “Mercaniye Çok Yaşa” oyun provaları başladı. Hayran olduğum, atölye ve oyunlarını asla kaçırmadığım yazar-yönetmen Ahmet Sami Özbudak kaleminden çıkmış hikâye, beni oldukça heyecanlandırıyor diyebilirim. Türk tiyatrosunun yetenekli ve ödüllü kadın oyuncularından, Mercaniye’nin güzel hayaleti Sevil Akı’nın prova kesitlerinden oluşan sosyal medya paylaşımlarıyla daha da meraklandığım “Mercaniye Çok Yaşa” oyunu, Emrah Eren rejisi ile ilk olarak 20 Eylül 2024’te Baba Sahne’de oynanacak. Dekor-kostüm prova videolarında buram buram bir Barış Dinçel kokusu var, tasarımlar harika görünüyor! Meçhul Paşa’nın muhteşem üçlüsü; Erdem Akakçe, Bülent Çolak ve Fatih Koyunoğlu bu oyunda da karşımızda olacak ve eminim 120 dakika boyunca karın kaslarımızı epey zorlayacaklar. Oyunun Sevil Akı dışında diğer kadın oyuncusu, Bihter Dinçel. Kendisini tiyatro sahnesinde ilk defa izleyeceğim ancak TV projelerinden bildiğim kadarıyla tüm doğallığı ve yeteneği ile mutlaka oyuna bütünlük katacaktır. Oyunun tanıtım videosunda da yer aldığı için aşağıda yazdığım ipuçlarını vermekte sakınca bulmuyorum:
“20 yıldır Haliç’e Bağlı Bir Gemi. Bir kez olsun denize açılmamış bir mürettebat. Gemide saklanan bir kadın. Gemiyle yaşıt bir hayalet. Meczup kılıklı bir madrabaz. Can sıkıntısından tertip edilen piyesler. Derya deniz âşıklar. Denizi evi belleyenler. Evden uzakta kurulan dostluklar…”
Mercaniye suya inmek, izleyicisine “Vira Bismillah” demek için gün sayıyor.
Rüzgârı kolayına, pruvası neta, alkışı bol olsun.
Oyunu izledikten sonra, oyunla ilgili yazdığım satırları sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
♦♦♦
Halk takvimine göre bir inanış vardır: “Kuşburnu çok olursa, o kış sert geçer” derler.
Tiyatrolar için de bu yaz o kadar farklı oyun provaya başladı ki, bu kış oldukça bereketli bir sezon olacak düşüncesindeyim.
Gelelim bu sezonun bir diğer görkemli yapımına:
“AFİFE”
Her ne kadar tek böbreğimi satmayı düşünecek kadar büyük bir meblağ ödeyip prömiyer bileti almış olsam da Müslüman-Türk kadınlarının tiyatro sahnesinde yer almasına öncülük ederek Türk tiyatrosunda sembol bir isim olan Afife Jale’yi, Demet Evgar gibi şahane bir oyuncudan izleyecek olmanın heyecanı içindeyim. En son “39. Basamak” ile sahnede izlemiştim kendisini ve oldukça özlemiştim.
Bu özlemimin sona erdiği tarih, 14 Eylül’de “Sahnede olmayı tüm mevcudiyetiyle arzulayan bir simge olan Afife”nin yaşam öyküsünden ilham alınarak yaratılmış bir kumpanya ile selam verecek bizlere.
Hocam, aynı zamanda çocuk yaşlarda sahne ile buluşmama öncülük eden ilk yönetmenim ve idolüm Tilbe Saran’a, yetenekli oyuncular Necip Memili, Bora Akkaş, İdil Sivritepe, Bedir Bedir, Orkuncan İzan, Ekremcan Arslandağ, Öykü Su Okur, Bilge Çınar, Basma Seiba eşlik ediyor olacak oyunda. Ondan fazla dansçının yer aldığı kadroda, müzisyenler ve koro da merak uyandıran unsurlar arasında.
Ve heyecan yaratan bir sebep daha: Serdar Biliş rejisiyle izleyeceğiz oyunu!
Rejide, her fırsatta alışılagelmişin dışına çıkabilen, cesur bir yönetmenin oturduğunu bildiğim için de, oyunda mutlaka dijital bir kurgu, video mapping vs. gibi teknolojik bir görsel şölen bekliyorum ne yalan söyleyeyim! Unutmadan, çok sevdiğim Hüseyin Tuncel de yardımcı yönetmenliği üstlenerek yapıma emek verenlerden.
Zorlu PSM, reklam veren destekleri sayesinde oldukça ihtişamlı projelere ev sahipliği yapıyor. Fakat bu ekonomik konjonktürde, bilet fiyatlarını bu denli pahalı satıyor olması da isyan edilesi. Böbrek konusunda durumu biraz ¨egzajere etmiş¨ olabilirim ancak, gerçekten bu ülkede tıpkı Afife Jale gibi oyuncu olmak isteyen, ya da sırf tutkunu olduğu bu biricik sanatı yakından takip etmek isteyip kısıtlı bütçelerle hareket etmek zorunda kalan izleyiciler de var. Oysa ne güzel bir “AFİFE” oyun davetiydi yapımın kendi sosyal medya hesabında yayınlanan: “Var olmaya çalıştığım için affedersiniz!” Ne ironiktir ki farklı ve daha çok oyun seyredip, sanat belleği oluşmuş bir izleyici olarak var olabilmenin en önemli koşullarından biri de maalesef bilet fiyatları.
♦♦♦
Okunsun ama en çok da dokunsun diye yazdığım sitemlerime ara verip, satırlarıma Moda Sahnesi’nin yeni oyunu “Macbeth” ile devam edeceğim.
Macbeth’in ilk ayak seslerini -adı gizemli tutulsa da- Mayıs sonu gibi duymuş ve heyecanlanmıştım. Moda Sahnesi’nde geçtiğimiz sezonu “İki Kore’nin Birleşmesi” oyunu ile kapattım.
Oyun, Aşk kavramını, ‘Adem ile Havva’dan kalan eski bir yalan’ zannedenlere tekrar sorgulatan bir Joel Pommerat eseriydi. Bu oyun sayesinde, tamamen tiyatrodan bağımsız bir konu vesilesiyle tanıştığım oyuncu Sedat Kalkavan’ı ve kendisine eşlik eden Neriman Uğur, Levent Tülek, Asiye Dinçsoy gibi önemli oyuncuları izleme fırsatım olmuştu.
Yeni sezonda Moda Sahnesi’ne “Macbeth” geliyor!
William Shakespeare klasiklerinden Macbeth,’i uzun zaman sonra politika sahnesinden inip tiyatro sahnesine geri dönen Barış Atay canlandıracak. Lady Macbeth rolünü, yıllar önce Şehir Tiyatroları’nda birlikte aynı sahneyi paylaştığım oyuncu arkadaşım Ezgi Çelik üstlenmiş. Macbeth’in cadıları ise Aybanu Aykut, Gözde Kısa, Deniz Elmas, Melek Ceylan ve Özge Öztürk.
Aybanu Aykut ve Gözde Kısa ‘Dialog Akademi’den tanıdığım, severek takip ettiğim, oldukça başarılı oyunculardır. Yapımda bu kadar fazla tanıdık ismin oluşu, bilet tarihime gün saymama sebep oluyor.
Kemal Aydoğan rejisi ile çıkacak oyunda, Mehmet Solmaz, Chekov yönetimi ile prova kondisyon çalışmaları yapıyor. Güçlü ve kalabalık bir ekibin emeği ile çıkacak oyunun ilk gösterim tarihi 25 Eylül 2024. Klasikleri, farklı bir yorumla tekrar izlemeyi seven izleyici kitlesinin kaçırmaması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum.
♦♦♦
Bunca özel tiyatro yapımlarından bahsetmişken, biraz da kalbimin orta yerinde duran Cumhuriyet: “Darülbedayi” yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na değinmemek olmaz.
Öncelikle güzel bir haber ile başlayayım satırlarıma;
Başarılı oyuncu Levent Üzümcü, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni oldu. Liyakatin hiç ya da geç yerini bulduğu ülkemizde bu haberi, sanat camiası adına kutlanmaya değer buluyorum.
Hem duruşu, hem de oyunculuğu ile kalpleri fetheden böylesine iyi bir aktörün İzmir sahnelerini alkışlarla inletecek yapımlar hazırlayacağından ve görevini hakkıyla yerine getireceğinden hiç şüphem yok. Bir zamanlar sebepsiz yere kadrodan çıkarıldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na tekrar kabulünden sonra, tek başına oynadığı “Rüstemoğlu Cemal’in Tuhaf Hikâyesi” oyununda anlattığı gibi: “… Birileri uğraşadursun sesini kesmeye, oyuncu dediğin eğmez boynunu seyircisinden gayrı kimseye!”
Tebrikler Levent Üzümcü, başarın daim olsun!
Üzümcü’yü İstanbul’dan İzmir’e uğurlayan İstanbul Şehir Tiyatroları da, Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever yönetimindeki kadrosu ile yepyeni oyunlar hazırlıyor yeni sezonda bizlere…
Başarılı Yönetmen Yiğit Sertdemir rejisi ile bir Yaşar Kemal yapıtı: “Ağrı Dağı Efsanesi”. (Kadrosu da adı gibi efsane olmuş, heyecanla bekliyorum)
Fosforlu Cevriye ve Yaftalı Tabut gibi yapımların sihirli yönetmeni Yelda Baskın ile Haldun Taner’in kült eserlerinden “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”. (1994’te Savaş Dinçel rejisi ile Vicdani’yi Naşit Özcan’dan izlemiş biri olarak oldukça meraktayım)
Yönetmen koltuğunda geçtiğimiz sezonun en ses getiren oyunlarından “Sivrisinekler” in yaratıcısı Ali Gökmen Altuğ’un oturduğu, Lucy Kirkwood eseri, “Gök Kubbe” (oyuncu kadrosu ile yine kalbimi çalan projelerden biri) gibi oyunlar gelecek 2024-2025 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatroları’na…
Bunlar dışında elbette sürpriz oyunlar da olacaktır, hep birlikte Ekim’i bekleyeceğiz.
Yaprak dökecek olsa da ağaçlar, yüreklere bahar bahçe getirecek tüm bu oyunlar.
Sevgili Eylül, güzelliklerle gel…