İstanbul’un en köklü kültür merkezlerinden Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR), 2024-2025 sezonunda bir yeniliğe imza atarak programını ilk kez Sanat Danışma Kurulu rehberliğinde oluşturdu. CRR’nin bu yeni yönetim modeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sanatı demokratikleştirme ve tüm İstanbullular için erişilebilir kılma hedefinin bir uzantısı olarak öne çıkıyor.
Kurul, farklı müzik disiplinlerinden gelen akademisyen, besteci ve müzisyenler Evrim Hikmet Öğüt, Nil Kocamangil, Kâmil Özler, Can Kalaycıoğlu ve Yiğit Özatalay’dan oluşuyor. Bu geniş uzmanlık yelpazesi, programın zenginleşmesine önemli katkı sağlıyor.
Yeni sezon, İstanbullu müzikseverlere sadece klasik müzik değil, caz ve dünya müziği gibi türlerde de nitelikli etkinlikler sunma hedefini güdüyor. Sanat Danışma Kurulu, İstanbul’da uzun süredir sahne almamış sanatçılara yer vererek kent kültürüne katkı sağlamayı amaçlıyor. Öne çıkan projeler arasında, müzikle bağları güçlendirmeyi hedefleyen “Dinleyici Okulu” ve genç müzisyenlere yönelik ustalık sınıfları yer alıyor.
Bu sezonun bir diğer önemli yeniliği, izleyici ve sanatçı arasındaki etkileşimi artırmaya yönelik etkinliklerin genişlemesi. Konser öncesi söyleşiler, genç müzisyenlere destek programları ve açık prova saatleriyle CRR, sanatseverlerin daha derin bir müzik deneyimi yaşamasını hedefliyor. Bu hamle, CRR’nin bir sanat merkezi olarak İstanbul’un kültür sahnesindeki yerini pekiştirirken, sanatı herkes için ulaşılabilir kılma misyonuna da hizmet ediyor. CRR Sanat Danışma Kurulu üyelerinden Evrim Hikmet Öğüt ile kurulun yapısını, ilkelerini ve beklentilerini konuştuk.
Cemal Reşit Rey Sanat Danışma Kurulu, müziğin farklı disiplinlerinden gelen üyelerden oluşuyor. Bu çeşitlilik, kurulun karar alma süreçlerine nasıl etki ediyor?
Cemal Reşit Rey Konser Salonu İstanbullu müzikseverlerin farklı türlerde nitelikli müzik etkinliklerine erişebildiği bir salon olarak uzun yıllardır klasik müzik, caz ve dünya müziği başta olmak üzere farklı türlere sahne oluyor. Bu bakımdan, sezon programının bu farklı müzik türlerine hâkim bir ekip tarafından belirleniyor olması büyük bir avantaj. Kurul üyelerinin her biri en az bir ya da birkaç müzik türünde eğitim almış, aktif olarak müzisyenlik deneyimi olan, bu alanlarda uzun yıllardır çalışan isimler. Her birimizin hem müzisyenlik deneyimine hem de araştırmacı, akademisyen, şef, besteci, sanat danışmanı, vb. olarak bu alanların farklı düzeylerde bilgisini haiz olmasının da büyük bir zenginlik oluşturduğunu söyleyebilirim.
Bu uzmanlık bilgisi hem kurula sunulan projelerin değerlendirilmesi sürecinde hem de bunların ötesinde kendi perspektifimizi ortaya koyabilmemiz, tematik projeler önerebilmemiz açısından son derece etkili. Salonun niteliğine, İstanbul için önemine ve burada sunmak istediğimiz etkinliklerin niteliğine ilişkin temel bir uzlaşıya sahibiz. Bu ilkeler çerçevesinde, karar alma süreçlerinde hem herkesin her projeyi tek tek değerlendirdiği hem de uzmanlık alanlarına saygı duyulan bir süreç işletiyoruz.
Kurul, CRR Konser Salonu’nu geliştirirken müziğin geleceği ile ilgili hangi hedeflere odaklanmayı planlıyor?
Cemal Reşit Rey Konser Salonu İstanbul’un kültür sanat hafızasında çok önemli bir yere sahip; bizler de dinleyici ve müzisyenler olarak dünyanın nice önemli icracısını bu salonda dinleme imkanı bulduk. İBB Kültür Daire Başkanlığı’nın da biz kurul üyelerinin de salonun bu niteliğini korumak konusunda net bir duruşumuz var. Bu bakımdan hem Türkiye’den hem de Dünyadan önemli müzisyen ve dansçılarının erişilebilir bilet fiyatlarıyla tüm İstanbullular için erişilebilir hale gelmesi en büyük önceliğimiz. Yine kurul olarak üzerinde uzlaştığımız bir diğer konu, İstanbul’da uzun zamandır konser ve gösteri yapmamış sanatçıları programa dahil etmek. Bunu, İstanbullu dinleyiciler olarak hepimizin ufkunu genişletecek bir tercih olarak görüyoruz. Elbette İstanbul’da çok sevilen fakat geçmişte etkinlikleri çok yüksek bilet fiyatlarıyla gerçekleşmiş bazı sanatçıları da programa almak istiyoruz. Fakat her durumda CRR’ye yakışan, nitelikli ve dengeli bir program sunmayı amaçlıyoruz.
2024-2025 sezonu programı ilk kez bir Sanat Danışma Kurulu tarafından oluşturuldu. Bununla amacınız nedir?
Bu sorunun cevabı kurul üyelerinden ziyade İBB Kültür Dairesi Başkanlığından alınabilir. Ancak, Daire Başkanı sayın Volkan Aslan ve diğer yetkililerle bir araya geldiğimiz ilk günden beri bizim görebildiğimiz, bu salonun İstanbul’un en prestijli salonlarından biri olduğunun ve tüm İstanbullu dinleyicilere hizmet ettiğinin bilinciyle hareket edildiği ve bizden de bağımsız bir kurul olarak bunun beklendiği oldu. Bu bakımdan ben kendi adıma, İBB Kültür Dairesi’nin kapsayıcı hizmet anlayışını çok önemsiyorum.
Yine İBB Kültür Dairesi’nin sanat yönetimini sivilleştirmeye ve demokratikleştirmeye yönelik vurguları bence kurul fikrinin ortaya çıkışında çok etkili. CRR Konser Salonu her ne kadar kurulduğu dönemde yalnızca klasik Batı müziği alanında etkinliklere ev sahipliği yapmış bir salonsa da bu nitelik yıllar içinde caz ve dünya müziği gibi çeşitli türlerin eklenmesiyle dönüşmüş. Bugün salonun uzun yıllardır düzenli konserler veren bir caz Orkestrası ve bir Türk Müziği Topluluğu da var. İBB gibi bir kamu kurumuna bağlı bir salonun böyle kapsayıcı bir programa sahip olmasının bir gereklilik olmasının yanı sıra bugün İstanbul’daki klasik müzik kurum ve etkinliklerinin de çeşitlenerek artmış olduğunu hatırlarsa, müzik eğitimine klasik Batı müziği alanında başlamış ve daha sonra etnomüzikolojiye yönelmiş bir müzisyen olarak bu dönüşümü son derece olumlu bulduğumu eklememe bilmem gerek var mı?
Ben her şeyden önce, bir sanat danışma kuruluyla çalışmanın, böyle bir çeşitliliği en nitelikli örnekleriyle sunmak açısından bir zorunluluk olduğuna inanıyorum. Zira ne kadar iyi müzisyenler olursak olalım bir tek kişinin bu farklı türlerde önerileri değerlendirmesi, hele ki kendi projelerini geliştirmesi gerçekten pek de gerçekçi değil.
Kurul modeline geçiş, CRR Konser Salonu’nda nasıl bir demokratik yapı oluşturdu? Bu yeni sistem, sanatçıların ve dinleyicilerin görüşlerini yansıtmak için ne gibi fırsatlar sunuyor?
Tüm müzisyen ve aracı kurumların etkinlik önerilerini sunabilecekleri ve bunların hepsinin uzman kişilerce değerlendirileceği bir sistem kurulmuş oldu. Şu anda CRR Konser Salonu’na iletilen tüm teklifler mutlaka Sanat Danışma Kurulu tarafından değerlendiriliyor. Az önce de bahsettiğim ortak değerler çerçevesinde CRR’de yer verebileceğimiz etkinlikleri programa alırken, mutlaka başvuru sahiplerine olumlu ya da olumsuz geri dönüş yapmaya çalışıyoruz. Sezon programına alamadığımız ancak İBB’nin diğer kültür sanat merkez ve mekanlarına uygun olabileceğini düşündüğümüz etkinlikleri ilgili birimlere ileterek değerlendirilmelerini sağlıyoruz. Bu çalışma anlayışının hiçbir müzisyeni ve talebi dışarıda bırakmayan, göz ardı etmeyen veya öncelemeyen demokratik ve adil bir çalışma düzeni oluşturduğuna inanıyorum.
Kurul, sanatçıların ve dinleyicilerin etkileşimini nasıl teşvik etmeyi planlıyor? Bu ilişki, programın zenginleşmesine nasıl katkıda bulunabilir?
Bu sezon başlattığımız bir Dinleyici Okulu projemiz var. Dinleyici Okulu’nun temel hedefi, İstanbullu dinleyicinin müzikle bağlarını sıkılaştırmak hem dinleyici sayısını hem de mevcut kitlenin dinleme deneyimini zenginleştirmek. Besteci ve piyanist Selen Gülün’ün verdiği “Nedir Bu Caz Denen Şey?” dersleriyle başlayan bu proje çok büyük ilgi gördü ve önümüzdeki aylarda da derslerin sayısı artarak ve çeşitlenerek devam edecek. Yine konser öncesi fuaye söyleşileri ve çarşamba günü gerçekleşen Çay Saati Konserleri/Söyleşileri dinleyicileri müzikle ve müzisyenlerle sahne dışında da bir araya getirmeyi amaçlayan, bir anlamda aradaki mesafeyi kısaltan etkinlikler. Ayrıca geçen yıl başlayan ve genç müzisyenlerin desteklenmesini amaçlayan Genç Müzisyenlere Destek Programı ve sezon boyunca devam eden ustalık sınıfı ve atölyeler konservatuvar öğrencilerine sunulan ve çok önemsediğimiz destek projeleri. 2024-2025 Sezonu CRR Senfoni Orkestrası Daimi Şefi Nil Venditti de her CRR Senfoni konseri öncesinde çalınacak olan eserlerin tanıtılacağı bir söyleşiyle dinleyicilerin karşısında olacak. Önümüzdeki aylarda açık prova saatlerini duyurarak ve salonumuzu etkinlik saatleri dışında dinleyicilere açarak İstanbullu dinleyicilerin salonlarını ve orkestralarını daha yakından tanımalarını sağlayacağımız projelerin de hazırlığı içindeyiz.