Hakkımızda
Değerli Mesele dostu,
Basılı yayın hayatına Aralık 2016 itibarıyla son veren Mesele Dergisi, 1 Ocak 2017’den bu yana mesele121.org adresinde yayınına devam ediyor.
Neden mesele121?
Çünkü 10 yıl boyunca kesintisiz her ay yayınlanan Mesele 120. sayısı ile matbaalara veda etti ve internet 121. sayımız oldu.
Mesele’de amacımız kitaplar üzerinden Türkiye’yi ve dünyayı tartışmak ama sadece kitapla sınırlamıyoruz tabii ki…
Öncelikle “Sözümüz” var. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa yayıncılık yapmanın da anlamı kalmıyor…
Sizin sözünüz de bizim için çok değerli… Hakemli dergi olmasak da belli kriterlerimiz var. [email protected] adresine gönderdiğiniz tüm yazıları okuyoruz, değerlendiriyoruz.
Belgesel
Yola çıkış amacı Türkiye’de seyirciye erişimi önemli ölçüde kısıtlanan eleştirel sinema pratiklerine, özellikle belgesel sinemaya görünürlük kazandırmak, risk altında üretim…
Araştırmacı-Yönetmen Engin Yıldız’ın kameraya aldığı ve Karadeniz’in mistik ağacı Karayemiş’i konu alan “Eski Evler ve Karayemişler” belgeseli, Uluslararası 20. Altın…
Uluslararası Kadın Yönetmenler Kısa Film Festivali, 13-15 Eylül tarihleri arasında kadın yönetmenleri ve kısa filmlerini Kadıköy Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde bir…
Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Bakur filmi ile ilgili davada filmin yönetmenlerine örgüt propagandası yapmaktan 4 yıl 6’şar ay hapis cezası…
15-20 Haziran tarihlerinde düzenlenecek Documentarist 12. İstanbul Belgesel Günleri, dünya gündeminin nabzını belgesellerle tutan geniş bir seçki sunuyor. Hem Türkiye’den…
Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde yaşayan Müslümanlaştırılmış Ermenilerin hayat hikâyeleri belgesel oldu. Yönetmenliğini gazeteci Altan Sancar ve Serhat Temel’in yaptığı ‘Saklı Haç’…
Son yıllarda Dersim ve çevresiyle ilgili olarak bölge insanlarının yaptığı yazılı ve görsel çalışmalar gözardı edilemeyecek kadar çok. Bunlardan Devrim…
68’liler Birliği Derneği tarafından hazırlanan “Güneşin Çocukları, İstanbul’da Üç Bahar” belgeselinin galası bu akşam Cadebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
Dargeçit’te 1995’te 4’ü çocuk 7 kişinin kaybedilmesinin anlatıldığı ‘Kuyu’ belgeseli bir dönemi anlatmakla kalmıyor, dönemler arasındaki sürekliliği belgeleriyle, ses kayıtlarıyla…
“Tarih tekerrürden ibarettir.” sözündeki mutlak çıkarımı kaderci bir anlayışa yol açtığı için doğru bulmuyorum. Ama ben bunu doğru bulsam da…
Çocukken ne düşündüğünü hatırlayan var mı? Ya da soruyu şöyle değiştirelim; çocukken nasıl düşündüğünü hatırlayan var mı? Tamamen tesadüfe dayalı…