Hakkımızda
Değerli Mesele dostu,
Basılı yayın hayatına Aralık 2016 itibarıyla son veren Mesele Dergisi, 1 Ocak 2017’den bu yana mesele121.org adresinde yayınına devam ediyor.
Neden mesele121?
Çünkü 10 yıl boyunca kesintisiz her ay yayınlanan Mesele 120. sayısı ile matbaalara veda etti ve internet 121. sayımız oldu.
Mesele’de amacımız kitaplar üzerinden Türkiye’yi ve dünyayı tartışmak ama sadece kitapla sınırlamıyoruz tabii ki…
Öncelikle “Sözümüz” var. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa yayıncılık yapmanın da anlamı kalmıyor…
Sizin sözünüz de bizim için çok değerli… Hakemli dergi olmasak da belli kriterlerimiz var. meseledergisi@gmail.com adresine gönderdiğiniz tüm yazıları okuyoruz, değerlendiriyoruz.
Buralar
Dolmabahçe Masası’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından devrilmesinin ardından, memleket iki seçim (7 Haziran ve 1 Kasım), bir darbe girişimi, bir de…
Öncelikle cezaevlerinde yaşananların, dışarıda şikâyet ettiğimiz koşullardan kat be kat daha kötü olduğunu söyleyerek başlayayım. Hani ara sıra metaforlara başvuruyoruz…
Özellikle milyonlarca emekçiyi ilgilendiren konularda Kararname ile düzenleme yapılacak olması, çalışanların Anayasa ile güvence altına alınmış bunan hak ve özgürlükler…
Erdoğan, başkanlık sisteminden kaynaklı kriz ve kaosu, öncelikle AKP’nin sonrasında MHP’nin krizi haline getirerek fiili başkanlığını hukukileştirmek için şimdi de…
Telesur televizyonunda 26 Aralık 2016’da yayınlanan “Tarık Ali ile Dünyada Bugün” programında Tarık Ali gazeteci Ece Temelkuran’la hangi siyasal akımlar ve olayların…
Bugün de Türkiye’de basının ve gazeteciliğin durumu, 1946-48 yıllarında Markopaşa ve Sabahattin Ali üzerinde estirilen terörden hiç farklı değil. Hatta…
12 Eylül 1980 darbesi Türkiye’de bir önceki döneme göre daha merkezi ve otoriter bir siyasi yönetim modeli oluşturmuştu. 1982 Anayasası…
Kamusal hizmetlerin halk adına iyice aksadığı günlerden geçiyoruz. Ev sahibiyle bir problem yaşadınız diyelim, dava açmak istediniz, hakim bulunmuyor. İşe…
İktidarın kadınların korkması için haklı sebepleri var. İspatı da çok kısa bir zamanda binlerce kadının örgütlenerek sokaklara dökülerek “tecavüzcülere af”…
Barış, insanlık, vicdan… Niye en çok bu kelimeleri zikrediyoruz, yoksa en az sahip olduğumuz şeyler olduğundan mı? Şüphesiz mutlu, gönençli…