Dorlion Yayınları (Kasım 2023) etiketiyle yayımlanan 314 sayfalık Buluttan Düşler Koleksiyonu adlı kitabın yazarı Meltem Beyazgül, kendi kanatlarıyla uçabilsin ve hayatta kendisi olabilsin öyle kalabilsin diye daha çocuk denecek yaşta okumayı, yazmayı ve hayata hazırlanmayı annesinden öğrenir.
Kendi kanatlarıyla uçabilmek oldukça önemli… Çünkü La Fontaine’in, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlattığı fablların birindeki saksağan gibi olup başkalarının kanatlarıyla uçabilmek bir yere kadardır. 103 kısa yazı ve 106 şiirden oluşan ortaya karışık gibi görünen kitap yazarın ilk göz ve bilinç emeğidir. Özenli, temiz bir dille belleğinin harman yerlerinden okura sunduğu duyguları ve düşünceleridir. Kimi zaman denemeden uzaklaşıp öyküye, kimi zaman da şiirden uzaklaşıp denemeye yaklaşsa da, yapıp ettiğinde samimidir. Aslında deneme, bir yazarın belli bir konuya dair kişisel duygu ve düşüncelerini anlattığı metinlerdir. Bu türde eser veren 16. yüzyılda Fransız yazar Michel de Montaigne’dir ve türün de isim babasıdır. Bizde de özgün denemecilerin başında Salah Birsel gelir bence. Beyazgül’ün yazdıkları tam da bu açıdan denemeye yakındır.
Meltem Beyazgül, ister şiir, isterse deneme türünde verdiği duygu ve düşüncelerinde oldukça samimi demiştim. İnanmadığı, içselleştirmediği bir duyguyu, düşünceyi, konuyu yazmamıştır. İşte bu anlayıştan yola çıkarak, Yol Ayırımındaki Tabela, Adı Yaşamak, Kuruntuların Kırıntıları, Tren Garı Sakinleri, Anımsama-Yanılsama, Yargı Dağları, Hüznün Kuşları, Umut Da Yorulur, Veryansın, Hesaplaşma-Helalleşme, Vedalar, Ukde, Kuşlar, Ağaçlar ve Toprak, Kendine Doğmaya, Sevgilerde, Göğe Serenat, Harman adında on yedi bölümden oluşturmuş kitabını. Bu bölümlerdeki yazılar, şiirler kendi içinde anlam ve duygu bütünlüğü oluşturur… Bu yüzden de birbirini tamamlayan şiir ve yazılar pek ayrıksı durmaz, ortaya karışık gibi gelse bile ilk bakışta… Yazar, deneyimlerinden, okuduklarından ve de gözlemlerinden soğurduklarını kişisellikten arındırarak yazmış şiir ve yazılarını. Uzun ya da kısa olsun şiirleri ve yazıları sabrın ve ayıklamanın sonucu olduğu anlaşılır hemen. İçinde kaynayıp pişmiş olanı kâğıda döküp görünür yaparken de titizlenmiş. Şiir ve yazılarını insana dair her duygudan esinlenerek oluşturmuş.
Okuyanın bir biçimde kendinden iz bulacağı kitabın yayınevi, kapağa ve kâğıda gösterdiği özeni, keşke ciltlemeye de gösterseydi. Mademki yapılan iş akçeli, öyleyse karşılığı hakkıyla verilmeliydi demekten alamadım kendimi, maalesef. Çünkü okuduğum kitabın sayfaları tek tek döküldü önüme, ağaçlardan hazanla dökülen yapraklar gibi…