Ovacık Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu’nun bu seçimlerde Dersim Belediye Başkanlığına aday olacağını açıklamasının üzerine, HDP çevrelerinden son derece sert tepkiler geldi. Ana fikir mealen şuydu: Kayyum atanan HDP’li bir belediyede sol adına HDP dışında bir aday çıkartılması kabuledilemez. Kayyuma karşı mücadeleyi boşa düşürmek olur. Son tahlilde AKP’ye hizmettir.
Maçoğlu ve bileşenlerinde kasıt aramadan önce, bizim onlara yaklaşımımızın ne olduğu üzerinde durmalıyız. Onların eksiği bizim fazlamız olmayacak.
“Son tahlilde” diye başlayan her cümle kendisi dışında herkesi düşman sayıyor demektir. Sosyalist solun kaba siyasal yaklaşımları içinde epeyce can yakan bu değerlendirme, Hayat Bilgisi dizisinde alay konusu dahi olmuştu. Eski Tüfek Cumhur Hoca’nın lakabıydı.
Bizim yoldaşlarımıza karşı kullanacağımız dil farklı olmak zorunda. Eğer “son tahlilde”yi işletecek olsak, hiçbir ortak iş yapılamaz olur.
Sosyalist demokrasi açısından ise, kitleleri ve siyasal eğilimleri ancak siyasal olarak kazanabiliriz ya da alt edebiliriz. Siyasal düzeyde kazanamadığımız her bileşen, ayrı yürüme hakkına sahiptir. Üstelik burjuva hukukunun izin verdiği koşullarda faaliyet yapabilir, onu engellemeye kalkmak veya ona dair küçültücü yaklaşımlarda bulunmak kabul edilemez.
Bize sorsanız birleşik bir cephe oluşturmaktan yana olurduk. Ancak aday olan bir çevre varsa ona da engel çıkartmazdık. Umarız bu ayrılık sahada kötü hatıralar bırakacak düzeye erişmez.
Dersim’de aday çıkartan Sosyalist Meclisler Federasyonu’dur. Bağımsız aday da çıkartabilirlerdi. Ancak seçim sistemi gereği, bir sol partiden Türkiye Komünist Partisi’nden (TKP) aday olmayı tercih etti. Bu yeni de değil. Maçoğlu geçen dönem de TKP adayıydı ve 4 yıl boyunca ‘komünist başkan’ lakabını alması da bu vesileyle oldu.
Maçoğlu’nun Türkiye Komünist Hareketi (TKH, TKP’nin bir bölüğü) ve TKP gibi siyasal bileşenlerle yan yana olmaktan pet hoşnut olduğunu sanmıyoruz. Doğası gereği bu iki akım geçmişte birbirlerini (Maocu faşist ve sosyal emperyalist) diye suçlamış, aralarına kan girmiş geleneklerden geliyor. Üstelik, HDP’ye yaklaşımları da farklılıklar içeriyor, en azından pratikte. Ek olarak Dersim’de TKP ve TKH’nin bir halk tabanından sözedemeyiz.
Fatih Maçoğlu’nun seçim ittifakı daha çok pratik ihtiyaçlardan kaynaklanıyor.
Şunları kaydedelim:
Birincisi, Fatih Maçoğlu aday olma hakkına sahiptir ve bunun “son tahlilde” denilerek yok sayılması demokratik bir tutum olmaz.
İkincisi, Maçoğlu çevresinin açıklamasına göre, ön seçim yoluyla aday belirlenip bu adayın HDP listesinden gösterilmesi önerisinde bulunmuş ve bu HDP tarafından kabul edilmemiştir. Böyleyse, tartışmaya muhtaç bir başka başlık daha var demektir.
Üçüncüsü, HDP’nin Dersim’i kayyumdan alacağız iddiası, birlik için dayatması Dersim için geçerli sayılamaz. Dersim solun solla yarıştığı bir kent olması sebebiyle belediyenin AKP’ye kaptırılması ihtimali sıfırdır. HDP olasıdırki başkanlığı CHP’ye kaptırabilir, ancak genel anlamda düşünüldüğünde HDP’nin zaten CHP’yi desteklediği iller mevcuttur, en çok bir yenisi ilave olur. Başkanlığı Maçoğlu’na kaptırabilir ki, sonuçta belediye sosyalizm çevresinde kalacak demektir. Kayyuma cevap olur.
Bu nedenlerle Fatih Maçoğlu’nun adaylığı, meşrudur.
Öte yandan iki nokta daha var: Birincisi, Maçoğlu’nun ‘komünizm’ tanımı ve algısının tartışmalıdır. O’na göre komünizm, üniversiteye öğrenci yerleştirmek ve üretilen ürünle onlara burs bağlamaktır, vatan hainliği değil. Komünizmi vatanseverlikle, çalışkanlıkla izah etmek son derece yanlış.
İkincisi, Maçoğlu, Ovacık Belediye Başkanı seçilmesinden hemen sonra, 7 Aralık 2015’te Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenen bir söyleşiye katılmış ve orada “2019’da yapılacak olan yerel seçimlerde aday olmak istemediğini” söylemişti. Bugün adaylığını ilçeden ile taşımıştır. Bunları da tartışmak gerekir.
(*) Bu gecikmiş bir yazı. İşin esası, program (hele de emekçiler için acil bir program) konuşulmadığı için, sosyalist soldaki tartışmalar ‘o dedi bu dedi’ gibi vasat bir seviyede sürüyor. Biz de onun içinde kalıyoruz.