Edebiyatımızın genç kadın yazarlarını ağırlayan Deniz Yüce Başarır’ın podcast serisinde ikinci konuğu Arlin Çiçekçi oldu. Kendisine İkinci romanı Servi Nine ve Üç Güzeller’de kadına şiddeti ön plana almamak için direndiğini anlatan Çiçekçi, “Ama samimiyetle ilerlediğini gördükçe kendimi özgür bırakmaya karar verdim” diyor.
Yayıncılık dünyasının deneyimli ismi Deniz Yüce Başarır, yeni podcast serisi “Elim Kalem de Tutar Kadeh de” ile 21. yüzyılın sesini sayfalarına taşıyan üretken ve önemli yazarlarımızı daha yakından tanıtmayı amaçlıyor. Başarır’ın, “80 kuşağı” kadın yazarlarımızı tatlı bir edebiyat muhabbeti için masasında ağırladığı seriyi dinlerken Türkiye’deki kadınların kalemlerinin sesi kadar, kahkaha, topuk ve kadeh sesleri de duyuluyor.
Serinin ikinci bölümünün konuğu olan Arlin Çiçekçi, ikinci romanı Servi Nine ve Üç Güzeller ile 2023 Duygu Asena Roman Ödülü’nün sahibi olmuştu. Çiçekçi’nin bölümlerle değil, “sonlarla” kurulmuş bu ikinci romanı Servi’nin, Suna’nın, Yeter’in, Zemzem’in, Bedriye’nin hikâyesi. Romanda kadına şiddeti ön plana alma niyetiyle yola çıkmadığını vurgulayan Çiçekçi, “Buna direndim de. Ama samimiyetle ilerlediğini gördükçe kendimi özgür bırakmaya karar verdim,” diye anlatıyor.
Başarır, serinin ikinci bölümünde ilk romanı Beşerbazın Marifeti 2021 yılında yayımlanan, ikinci romanı Servi Nine ve Üç Güzeller ile 2023 Duygu Asena Roman Ödülü’nün sahibi olan yazar Arlin Çiçekçi’yi ağırlıyor. Çiçekçi’nin, genç bir yazarın kendi yolunu ve sesini arayışını bütün samimiyeti ve alçakgönüllülüğüyle anlattığı bölüm, edebiyat meraklısı okurları yeni ve tatlı dilli bir yazarı tanımaktan dolayı mutlu ettiği gibi, yazmaya gönül vermiş, işin başındaki yazar adaylarını da cesaretlendiriyor ve yol gösteriyor. Bölümde, genç yazarın ödüllü romanı Servi Nine ve Üç Güzeller’in masalsı dilini yansıtan bir bölüm de Başarır’ın sesinden dinleyicilere ulaşıyor.
“Hiç yol yordam bilmeden yazmak hem uzun sürdü hem zor oldu ama dünyalara değişmeyeceğim de bir zevk verdi,” diye anlatan Arlin Çiçekçi, “İçinde bulunduğumuz coğrafya çok besleyici, çok renkli, ondan faydalanmamak mümkün değil. Bir lehçe duyduğumda, yeni bir söz duyduğumda onu sünger gibi emiyorum,” diyor.