15 Aralık 1969’da Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) öncülüğünde örgütlenen Büyük Öğretmen Boykotunun 51. yılında açıklama yapan Eğitim Sen, “Aradan 51 yıl geçmiş olmasına rağmen Büyük Öğretmen Boykotunun yarattığı değerler yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir” dedi.
Büyük Öğretmen Boykotu kararı 10 Aralık 1969’da Fakir Baykurt başkanlığında toplanan TÖS yönetim organlarında alındı ve daha sonra İlkokul Öğretmenleri Sendikası (İLKSEN) ile ortaklaştırılarak tüm il ve ilçelerde birlikte örgütlendi. İktidarın tüm baskılarına ve sansüre rağmen 1969 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan 120 bin, toplamda ise 156 bin öğretmenden 109 bini aktif olarak katıldı. Eylemin neden düzenlendiğini açıklayan 10 Aralık 1969 tarihli ve “Bütün Öğretmenler Boykota!” başlıklı bildiride yer alan ifadelerin günümüzde yaşananlarla benzerliği dikkat çekici:
“Türkiye eğitiminin ve öğretmenlerinin içinde bulunduğu bunalım dayanılmaz dereceye gelmiştir. Yabancı etkiler altında, sırtı halka dönük, eşitlikten uzak, tüketici, kalitesiz eğitim, yıllardır çocuklarımızı, halkımızı ve öğretmenlerimizi bıktırmıştır. Bugüne kadar yapılan her uyarıyı ve düzeltici her uygulamayı, türlü çeşitli iftira ve bühtanlarla boğan iç ve dış çıkarcılar, bu bakımsız ve perişan devlet eğitimini halkın çocuklarına bırakıp, kendi öz çocukları için özel okullar açmışlar ve açtırmışlardır. Yöneticilerimiz, kendi çocuklarını çoğunlukla dış ülkelerde okutmakta, oradan diploma aldırmaktadırlar.”
Boykota katıldıkları için 50 bin 300 öğretmen hakkında kovuşturma başlatıldı, 19 bin 250’si takipsizlikle sonuçlandı. 2 bin 118 öğretmen açığa alındı. 65 öğretmen bakanlık emrine alındı. 45 bin 520 öğretmene maaş kesimi cezası, 3 bin 900 öğretmene kıdem indirimi cezası verildi. 590 öğretmen il dışına, 6 bin 600 öğretmen ise il içinde sürgün edildi. 400 müdür görevden alındı. 1200 öğretmene derece indirme cezası verildi. 11 kişi ihraç edildi.
“Hak diyenin ağzına vurulmamalı, yol açanın yolu kesilmemelidir. Bu mücadeleye giren insanlar, sonuç ne olursa olsun, bunlara katlanmayı bilmelidir. Biz bileceğiz, bizden sonraki öğretmenler de bilecektir. Çok iyi biliyor ve inanıyoruz, çektiklerimiz boşa gitmeyecektir!”
Fakir Baykurt/9 Ekim 1971 Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi
Büyük Öğretmen Boykotunun etkisi sadece öğretmenler ve öğretmen hareketiyle sınırlı kalmadı. Öğretmenlerin ve genel olarak kamu emekçilerinin, geleneksel kimlik algılarının değişmesinde, başka bir anlatımla emekçi kimliklerinin farkına varmalarında, dolayısıyla devleti “işveren” olarak gören yeni bir bakış kazanmalarında ya da bu bakışın yaygınlaşmasında belirleyici etkisi oldu.
Büyük Öğretmen Boykotu, o dönem DİSK ile yeni ve mücadeleci bir sürece giren işçi sınıfının yanı sıra, kamu emekçileri arasında da toplu sözleşmeli ve grevli sendika talebinin ortaya çıkmasında kamu emekçilerinin sınıf hareketinin etkin, dinamik bir öznesi haline gelişinde de önemli bir uğrak noktası oldu.
Bugün kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı mücadelesini sürdüren Eğitim Sen, boykotun 51. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada şu görüşü paylaştı:
“1969 Büyük Eğitim Boykotu’nun gerisinde, kökleri 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanan örgütlülüğün öğretmen hareketine kazandırdığı birikim, iktidarın öğretmenlerin taleplerine ve haklarına olumsuz yaklaşımı vardır. Büyük Öğretmen Boykotu, 1965-1971 yılları arasında ilk sendikal deneyimini yaşayan kamu emekçileri sendikacılığının gerçek anlamda ilk büyük eylemliliği olması açısından ayrıca önem taşımaktadır.
Aradan 51 yıl geçmiş olmasına rağmen Büyük Öğretmen Boykotu’nun yarattığı değerler yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.”