Nurten Yalçın Erüs imzalı “Leon Bahar’ı Takdimimdir” adlı kitap, Varlık Vergisi’nin uygulamaya girişinin 77’inci yıldönümünde raflardaki yerini aldı. Biyografik romanda, Aşkale sürgünü Leon Bahar’ın hüzün dolu hayatı mektuplar ve belgeleriyle anlatılıyor.
11 Kasım 1942’de yani bundan tam 77 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Varlık Vergisi Kanunu’nu kabul etti. Başbakan Şükrü Saracoğlu’nun artan enflasyon ve karaborsaya set çekebilmek hedefiyle çıkardığı Varlık Vergisi, fevkalade kazanç sahiplerine uygulanmak üzere yürürlüğe girdi. Uygulanışı, biçimi ve sonuçları ile Cumhuriyet tarihinin azınlık karşıtı politikalarını tanımlayan en tartışmalı kanunlardan biri olan Varlık Vergisi, üzerinden 77 yıl geçtikten sonra kapsamlı bir kitapla tekrar gündeme taşınıyor. Nurten Yalçın Erüs’ün kaleme aldığı Leon Bahar’ı Takdimimdir hazin bir Türkiye gerçeğini konu ediniyor. Yazarın, İkinci Dünya Savaşı döneminde devlete kaynak yaratmak hedefiyle çıkarılan ve ağırlıklı olarak gayrimüslimleri hedefleyen Varlık Vergisi’nin mağdurlarından tuhafiyeci Leon Bahar’ın sürgünden gönderdiği mektuplardan yola çıkarak yazdığı biyografik roman, verginin yıldönümünde okurla buluşuyor.
Sultanhamam esnafı
Ankaralı Yuda Leon Bahar, hayatını İstanbul Sultanhamam’da gömlek, pardösü ve çorap toptancılığı yaparak kazanan genç bir müteşebbis. İkinci Dünya Savaşı’nın dünyayı kasıp kavurduğu günler. Türkiye savaşa girmemek için diplomasi savaşı veriyor. Artan kamu harcamaları ve olası bir savaşa girme durumu da dikkate alınarak devlete kaynak yaratma ihtiyacı karşısında, Saracoğlu Hükümeti çok tartışmalı bir karara imza atıyor.
Varlık Vergisi Kanunu, 11 Kasım’da TBMM’de kabul ediliyor. Vergi, çok büyük ağırlıkla azınlık vatandaşlara uygulanıyor; tespit, tahsilat ve uygulama süreçleriyle vergi hukuku kurallarını, vergilendirme tekniklerini ihlal ettiği yıllar içinde hemen hemen tüm çevrelerce kabul edilen bu vergi nedeniyle borcunu ödeyemeyen 1200 mükellef çalışma kamplarına sürgüne yollanıyor. İşte Leon Bahar da o mükelleflerden biri…
Kazancının kat be kat üzerinde, 120 bin lira tutarında bir vergiyle karşılaşıyor. Verginin ilanından itibaren devlet makamlarına hitaben yazdığı hak arama dilekçelerinin yanı sıra Aşkale ve Sivrihisar’daki sürgün günlerinde karısı Jenny ve iki kızına yazdığı duygu dolu mektuplar şimdi Şair Edip Dürüst Tüccar Leon Bahar’ı Takdimimdir adıyla biyografik roman olarak bir döneme ışık tutuyor.
Mektuplar ve dilekçeler de kitapta
Şair Edip Dürüst Tüccar Leon Bahar’ı Takdimimdir’de yazar çok kapsamlı bir özel arşivden yararlanarak kamp ve sürgün hayatının detaylarını ortaya çıkarıyor. Bunun yanı sıra yazı hevesi yarım kalmış bir edebiyat tutkununun hayalini gerçek kılıyor, onun şiir dilinde yazdıklarını okurla buluşturuyor. Leon’un, sürgünden düzenli olarak İstanbul’da kalan eşi Jenny Garih’e yazdığı Fransızca mektuplar da kitapta yer alıyor.
BİR İSTANBUL TARİHİ
Nişantaşı, Bebek, Sultanhamam’dan başlayarak 1940’lı yılların İstanbul’u, Haydarpaşa’dan Fındıklıyan Han’a İstanbul’u güzelleştiren tarihi binalar ve hatıralarla örülü roman aynı zamanda Kandıra’dan Aşkale’ye, Aşkale’den Sivrihisar’a uzanan bir Anadolu güncesine de ev sahipliği yapıyor. Kitap birbirini seven ama aynı zamanda ıstırap veren bir karı kocanın zorunlu ayrılığını, çetrefilli aile ilişkilerini, evlat sevgisini, dostlukların yarattığı mucizeleri, gerçek vatanseverliğe dair samimi ifşaatları ve adalete olan özlemi eksen alarak okuyucuyu 1940’lı yılların naif dünyasına davet ediyor. Kitapta yayınlanan özel mektuplarda iş adamı Üzeyir Garih’in doğum müjdesinden Bensiyon Kamhi’nin acıklı sonuna, o dönemin genç müteşebbisi Vitali Hakko’nun Şen Şapkası’ndan Bahçekapı’daki Nimet Abla gişesinin hikayesine kadar iş hayatına dair pek çok not da yer alıyor.